Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
herkese selam. bugün size çıktığı zamandan beri okumak istediğim ve nihayet okuyabildiğim bir kitabın yorumu ile geldim. watch over me nina lacour'dan okuduğum ikinci kitaptı. ilk okuduğum kitabını umduğum kadar sevemesem bile havası ve karakterleri sevdiğimden dolayı yine sevmiştim. bu kitapta bize mila eşlik ediyordu. mila ona bakacak kimse olmadığı için koruyucu aile ile kalan birisi. ancak yanında kaldığı çiftin bebekleri olacağı için program onu başka bir yere götürüyor: her şeyden uzakta bir çiftlik evi. çiftlik evi sahipleri ise uzun zamandır böyle çocukları alıp yetiştiren birisi. burada daha büyükler küçüklere derslerinde yardımcı oluyor, onlara bir şey öğretiyor. sıra sıra yemekleri ya da temizlikleri yapıyorlar. mila kabul edileceğini düşünmese bile kabul ediliyor ve bunu öğrendiğinde çok mutlu oluyor. mila çiftlik evine gittiğinde geçmişinden arınacağını, onu nihayet arkasında bırakabikeceğini umuyor. ancak önceden bilmesine rağmen çiftlik evinin insanlardan ve diğer her şeyden ne kadar uzak olduğunu gördüğünde geçmişi tarafından avlanmak hiçte zor olmuyor. tabii evi çevreleyen ve geceleri ortaya çıkan hayaletler de cabası. mila hayaletlerden korkmasa bile, özellikle de belirli bir tanesinden uzak durmaya çalışıyor. ancak işlerin kötüye gitmesi çok uzun sürmüyor ve mila kendini yine kaçmaya çalıştığı geçmişiyle yüz yüze gelirken buluyor. açıkçası ben kitabı ve anlatmak istediği şeyi sevdim. yorumlarda birisi kimse yalnızlığı nina lacour'dan daha iyi anlatamaz diye bir cümle görmüştüm ve sanırım buna katılıyorum. belli başlı yazarların çok iyi oluşturduğu bir duygu katmanı oluyor, nina lacour'un katmanı ise yalnızlık ve bunu size çok güzel bir şekilde hissettiriyor. okurken sıkıntılarızın hafiflediğini ve huzurla dolduğunu hissediyorsunuz. hani çok bulaşık yıkama yemek yapma sahnesi olduğu için şikayet etmiştim ama aslında o sahneler sanırım en çok sevdiklerim. gündelik hayattan böyle monoton ve sıradan şeyleri kitapta görmek beni rahatlatıyor çünkü zamanın çoğu gerçekten bu şekilde geçiyor ve ben daha gerçek hissediyorum. hayat daha kolay gözüküyor. böyle gerçektende tam yorgun bir iş gününün ardından bir köşeye kıvrılıp okumalık bir yazar. çok seviyorum böyle oluşunu. - kesinlikle bir iş kadını olduktan sonra bir köşeye kıvrılıp nina lacour okumayı deneyeceğim- kitapta mila'nın eğitiminden sorumlu olduğu bir çocuk vardı: Lee. Ve onunla ilişkisi o kadar güzeldi ki, okurken hem içim acıdı hem de gülümsedim. mila'nın geçmişinde yalnızlık çektiğini ve bir başına olduğunu bildiğiniz için onun Lee'nin öyle hissetmemesi ve mutlu olması için yaptığı her şeyi okurken içiniz sımsıcak oluyor. mila ve Lee ikilisini okurken gerçekten sevgi doldum, çok tatlı ve güzellerdi. diğer karakterler hakkında pek bir şey diyemeyeceğim çünkü hikâyeye sadece renk katıyorlardı. billy ve liz mila ile yaşıttı ve üçü birlikte takılıyorlardı ve mila'nın liz'den hoşlandığını söyleyebilecek olsak dahi liz billy ile olduğu için romantik bir arayış içindeyseniz pek olmanızı tavsiye etmem çünkü yoktu... ben yine beklemiştim ve yine hüsrana uğradım... (lgbt olup da şöyle tamı tamına düzgün aşk okuyabildiğimiz bir kitap olacak mı acaba dhsjsj, merakla bekliyorum o günü) ama yine de üçünün arkadaşlığı güzeldi. nina lacour sanırım kitabın heyecan temposunu karakterlerinin geçmişlerindeki gizem ile sağlıyor. we are okay'de marin'in başından neler geçtiğini merak ediyorduk, burada da mila'nın başından neler geçtiğini ve geçmişinde ona göre bu kadar kötü ne yaptığını merak ediyoruz. nina ara ara geçmişten yazdığı kesitlerle de bizi bunu gösteriyor. açıkçası o bölümleri okurken biraz gerilmedim desem yalan olur, blake gerçekten çok çok kötü ve zehirli bir adamdı. özellikle hayatınızda onun gibi birisi varsa kendinizden parçalar bulabileceğiniz bir kitaptı. mila'nın yaptığı şeyin o kadar da kötü olmayacağını düşünmüştüm ama öğrendiğimde kendini bu kadar kötü ve suçlu hissetmesi daha anlamlı geldi çünkü yaptığı şey gerçekten de kötü bir şeydi. onun için kendimi üzülürken buldum. spoiler olur mu bilmem ama olur diye yine de söylemeyeceğim çünkü okuyana kadar onların o kadar da önemli olduğunu fark edememiştim. sadece geçmişimizi kabullenmeyi, onun da bizim bir parçamız olduğu gerçeğini bu canımızı yakacak olsa dahi yine de kabul etmeliyiz mesajı çok güzeldi. geçmişte yaptığımız şeyleri geri alamayız, bazen yanlış kararlar verebiliriz ama bu normal çünkü insanız. önemli olan bunlardan ders çıkarıp daha iyi biri olabilmek. öyle aman aman sizi büyüleyecek bir kitap olmasa bile yine de güzeldi, ben sevdim. sizi rahatlatacak ve sıkıntılarınızı unutturabilecek bir kitap. mila gerçekten kendimi yakın hissettiğim ve sevdiğim bir karakter oldu. dilek olarak seçtiği şeyler bile o kadar basitti ama güzeldi ki sevmemek imkansız olurdu sanırım. bu yüzden özellikle eğer kendinizi kötü ya da yalnız hissettiğiniz bir zamandan geçiyorsanız bakabilirsiniz. içindeki güzel alıntılarla size güzel bir arkadaş olacağına eminim:") benim diyeceklerim bu kadardı. eğer dili ile ilgili bir şey diyecek olursam da seviyesini bilmiyorum ama gayet kolay ve anlaşılır bir dili olan bir kitap. bu yüzden rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Watch Over Me
Watch Over MeNina LaCour · Dutton Books · 20204 okunma
·
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.