Bu seriyle alakalı en sevdiğim şeylerden biri fantastik ve romantik arasında güzel bir dengeleme olması. Çoğu yeni fantastik kitapta işin fantastik kısmını unutulup romantizme boğulurken bu kitap güzel geldi.
Kitabın anlatımı gerçekten güzel. Yazar öyle bir anlatmış ki, sanki kitapta plan yapılırken sanki sizde orada bir köşede dikilmiş onları dinliyormuşsunuz gibi. Dönem ve mekan tasvirleri de gerçekçi.
Bu serinin bende yarattığı en büyük duygusal karmaşa Theo ve Paul. Bu “Esas kız hangisiyle olsun ?” diye karar veremediğiniz kitaplardan. Theo’yu da en az Paul kadar seven ben için bu kitapta ziyaret ettiğimiz Savaş evreni ilaç gibiydi.
Doğrusu bu kitap ilk kitap kadar etkilemedi beni. Yine de güzeldi.