Tarık Tufan’ın kitaplarının çoğunu okuduğum ve yazarın tarzını beğendiğim için son kitabını da alıp okudum. Kitabın kapak tasarımını, konusunu ve anlatım tarzını beğendim. Bazı konuları çok ayrıntıya boğduğu için sıkıldığım yerler de oldu. Ama özellikle romanlarının bölüm sonlarını can alıcı bir yerde bırakmasından dolayı daha da merak uyandırıyor ve roman içine çekiyor insanı. Özellikle bir bölüm sonunda bir soru vardı ki cevabını kitabın sonuna kadar beklediysem de gelmedi ve hala merak ediyorum.
Yazarın anlatım tarzının güzelliği kendini bazı yerlerde daha çok gösteriyor. “Bozacının sesi bir romana yetişmek istermişçesine hızla uzaklaştı” cümlesiyle bu kitaptan önce okuduğum “Kafamda Bir Tuhaflık” romanına, Orhan Pamuk’a selam çakıyor yazar. Ayrıca kendisinin “Düşerken” kitabının kahramanları olan Jülide ve İshak’ı da romanında kısacık bir yere sıkıştırarak o güzel kitabı da hatırlamamıza neden oluyor.
Kaybolmuş bir insanın, kendisini ancak bir başkasıyla bulabileceğine ben de
inanıyorum. Mühim olan o insanı bulabilmek..
Keyifli Okumalar...