"Neşeye şükür, kedere sabır gerekiyordu.Az neşeme şükrettim, çok kederime sükûnetle sabrettim. Zira ben babamın deyimiyle dedemin torunuydum." "Ah dünya! Ağırlığınca aklı alan dünya. Ne çok meylettik sana, ne çok sevdik, ne çok gönül verdik. Oysa sen bir tarlaydın. Ekip, dikip gidecektik. Bir ikindi gölgesi hükmünde gölgelenip geçecektik..." Buhara' dan Bursa'ya yüreklerde huzur biraz da kıymet bilemediğimiz için hüzün bırakan bir arayış hikayesi... Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin'in soyundan geldiği için 'seyyid'lerden olan, asıl ismi Muhammed Şemsüddin olan Emir Sultan Hazretlerinin hayatını kendi ağzından dinlediğimiz bu eserde din, tasavvuf adına güzel sözler kulağımıza küpe olurken bir yandan da altını çizdiğimiz nasihatlerin güzelliğiyle mest oluyoruz. Doğduğu evden başlayarak hayatını etkisinden çıkamayacağımız bir dille anlatan eserde kalbimize dokunan o kadar çok altı çizilecek cümle var ki. Çömlekçilik yapan babasına yardım ederken dinlediği kıssalarla başlayan, sonrasında mollalardan,şeyhlerden aldığı eğitimlerle devam eden, Kutsal Topraklar' a uzanan, Bursa' da son bulan bir hayat hikayesi... Özet yapılacak bir kitap değil. Alıp okumak, sayfalarda kaybolmak gerek. Bursa'da yaşamam vesilesiyle özellikle Bursa'daki gelişmelerin olduğu kısımları, Ulu Cami' nin inşasını daha bir merakla okudum. "Oysa bana en çok kanadı kırık kuş benzetmesi yakışıyordu. Kendimi hep kanadı kırık kuş hikayesindeki hüzünlü serçe gibi görmüştüm. "

Buharalı Derviş Emir SultanMahmut Ulu · Hayat Yayınları · 202034 okunma

·

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Z.Y.