Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

559 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
☆ 'Germinal' Latince'de "tohum, tomurcuk, filiz"demekmiş Maden işçilerinin yaşamış olduğu zorlukları bizlere en ince ayrıntısına kadar anlatan bu kitabi anlatmak için son sayfadaki şu alintiyi yapmam yeterli olacaktır; " Toprak Ana'nın verimli bağrından yaşam fışkırıyor, tomurcuklar çatlayıp yeşil yaprak halini alıyor, tarlalar baş vermek için sabırsızlanan tohumların itişi ile ürperiyordu. Tohumlar şişiyor, çatlıyor, ısıya ve ışığa kavuşmak üzere toprağı yarıp dışarı fırlıyordu. Insan bitiyordu topraktan, gelecek 100 yılda ürün vermek üzere yavaş yavaş filizlenen, pek yakında yerküreyi sarsarak baş verecek olan, öç alma için yanıp tutuşan kapkara bir insan ordusu boy atıyordu." Bu satırları okuduktan sonra hüzün çöktü üzerime. Incelememe devam etmeme gerek var mı diye düşündüm. Halbuki ne cok sey saklamıştım değinecek, bahsedecek... ☆ Aslında her dönemde var olan sorunlar... Zengin olan kesime hizmet etmek için çabalayan, onların memnuniyeti için elinden geleni yapmak zorunda olan, yapmazsa parayla cezalandırilan, toplumun alt kesimini oluşturan halk ile kentsoylular arasında devam eden çatışma anlatılıyor. ☆ Yüzyıllar boyunca dededen oğula, oğuldan toruna sahibini bile bilmedikleri bir işletmenin emrinde çalışan bu yerli halk, sonunda kendi güçlerinin farkına varıp, sendika kurarak, yardım sandığı oluşturarak, grevleri büyüterek, büyük bir toplumsal uyanışa sebebiyet verirler. Tabii bu hiç de kolay olmaz. Halkin yoksulluğuna yoksunluk katan bu direniş , en sonunda yine maden ocaklarına geri dönerek son bulur. ☆ Kitabın başlarında karakter sayısının fazla olması sebebiyle kisileri bir süre karıştırdığımı itiraf etmeliyim. Ama daha sonraki sayfalarda onların her biri sizin aileniz oluyor. Kalabalık bir ailede yaşıyor hissi uyandırıyor, her birinin karakterini öğreniyor , her birine yardımcı olmak istiyor, her birinin elinden tutmak istiyorsunuz. Sakın olaylar yavaş ilerliyormuş hissine kapılmayın. Özellikle son 200 sayfayı nefes almadan okuyorsunuz. Yalnız ilk 62 sayfada sadece madenden çıkıldığını da söylemeden geçemeyeceğim. Yinede sıkılmıyorsunuz. O kadar güzel tasvir edilmiş ki, maden işçilerinin yaşamış olduğu bütün zorlukları tüm zerresine kadar hissediyorsunuz, kömür tozları ciğerimize yapışıyor. ☆ Naturalizm akımının öncüsü olan Emile Zola bu romanında hayatın ta kendisini gözler önüne seriyor. Bu kadar acı olmalı mıydı? Bu kadar çok ölüm yaşanmalı mıydı? Mutlu bir son beklenemez miydi? Kitap bittiğinde yüreğime su serpecek iyimser hiçbir şey kalmadı. Yaşam da böyle değil midir? ☆ Bu arada kitabın aynı isimle uyarlanmış bir filmi var. Izlemedim ama genel kanaat kitabın filmden çok daha iyi olduğu yönünde. Yine de kitabı okurken maden işçilerini anlayabilmek adına Cüneyt Arkın ve Tarık Akan'ın başrollerini paylaştığı 1978 yapımı madenci filmini izledim. Buradaki İlyas'la kitaptaki Etienne karakteri kesinlikle aynı ruhu taşıyor. Maden işçilerimizin hakki kesinlikle ödenmez... ☆ Bu kitabın etkisinden uzun bir süre kurtulamayacağımı düşünüyorum. "Sizi derinden etkileyen en önemli kitap hangisidir?" diye sorarlar ya hani, ben artık Jane Eyre ve Martin Eden isimlerinin yaninda bir de bu kitabımın ismini zikredecegim...
Germinal
GerminalEmile Zola · Karbon Kitaplar · 201810,9bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.