Yani, ne diyebilirim ki... Su gibi akıp gitti, bir günde bitti. Ne kafiye ama. Şaka maka aşırı hızlı bitti çünkü hiç yormayan akıcı bir dili var. Kerstin Gier'in anlatımını seviyorum. Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisi de insanı yormuyordu, bu seri de. Eksi olarak nitelendirebileceğim tek yanı olayların bir anda olması. Hiç uzatmadan bir anda hop oldu bitti. Bir durun kardeşim yav, olaya kendimizi yeni dahil etmişken bir anda bütün muhabbet değişiyor. Onun haricinde Liv ve Mia'nın ilişkisine de bayıldım ve keşke bir kardeşim olsaydı dedim bir kez daha. Yazarın başrol karakterlerini eğlenceli yapmasını seviyorum galiba. Son olarak Grayson... Sen gerçek misin ya? Bana da abilik yap lütfen.