Gönderi

Kahve , tıklım tıklımdı. Peykenin kenarına ilişmiş olan Hıdır Ağa, - Dünya dohuz gulplu bir gazan , sen de tut bir gulpundan , sen de gazan , dedi. Yere çömelmiş delikanlı, - Ne diyon sen Hıdır Ağa , dedi, dünyanın dohuz değel , dohsan dohuz gulpu olsa, sen ben dutamıyoh işte ...
Sayfa 18 - Adam YayınlarıKitabı okudu
·
69 views
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Ben haklı eleştiriye karşı bir şey diyemem.Hem bir yazar değerli eser vermek istiyorsa, acı da olsa eleştirileri dinlemelidir.
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Emeriga 'da insanlar açıhgoz emme hayvanlar budala... Bizim koyde de hayvanlar açıhgoz , insanlar budala. Gurşuna dizsen değel , gazığa oturtsan , davuklaa yutmuyo...
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Bir kadeh zehri yuvarladım ve yere uzandım. Şimdi damarlarım büzülecek, şimdi elim ayağım çarpılacak, şimdi kanım çekilecek diye bekledim. Bir şey olmayınca, bir kadeh zehir daha içtim, bir daha. Yine bir şey yok. Sonradan öğrendim ki, meğer bu memlekette yalnız sütler sulu, yağlar karışık, peynirler hileli değil, zehirler bile bozukmuş. Hani insan şöyle dört başı mamur bir intihar bile edemiyor. Yaşamaya bırakmıyorlar ,ölmeye bırakmıyorlar. Amma rahat rahat sürünebiliriz.."
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Edebiyat öğretmeni , - Daha ana dilini bilmiyor , bir de kalkmış Türk edebiyatını öğrencek! diye benimle alay etti. Sonra yine sordu : - Söyle bakayım , maamafih kaç kelime? - Bir. - Bir kelimeymiş! - İki efendim. - İki kelime , öylemi mi? - Üç efendim. - Hele şükür , tabii üç kelime , işte böyle yazılır : Maama-fih. Sınıfta kal da aklın başına gelsin! Bendeniz , haşa minelhuzur , bu cenabet kelime yüzünden liseyi bitiremedim.
Dave Brubeck okurunun profil resmi
- Şehirli bir kızla evlenmeyi kafama koydum. Şehir deyip geçme bey. Orada da insan evlatları var. Şehir şehir olmakla , toptan besmelesiz değil ya... Bizim kasaba kızlarının dilleri dil değil , huyları huy değil değil. Ayna diye bir gazete var , haftanın iki günü çıkar. Evlenmek isteyenler orada kısmetlerini arıyorlar. Bir kere evlenmek için ilan veren kızların hepsi de temiz aileden. Aile temiz olmalı kardeşim. İç çamaşırı değil ki kirlenince yıkayasın ; adı üstünde aile bu... Gazetedeki ilanlardan birini gözüme kestirdim. Bir göğüs geçirdi. Yastığın altından ceketini çekti. Cüzdanını çıkardı. Cüzdanının içinden , gazeteden kesilmiş bir parça aldı. - İşte ilan burada. Bak ne diyor ilanda : '' Yaşım onsekiz. Boyum 1,68 , kilom 54. Sarışın , koyu lacivert gözlüyüm. Muhitimde güzel olduğumu söylerler. Sesimi beğenirler. Lise ondan ayrıldım. Hayatta yalnız ve kimsesizim. Temiz bir ailenin kızıyım. Üç katlı bir evim var. Terzilik yapmaktayım. Müstakbel eşimde aradığım vasıflar şunlardır : Yakışıklı olması , saadeti yuvasında araması. Kötü huyları olmaması. Bir evi geçindirecek kadar geliri olması. Teklifim gayet ciddidir. Samimi mektupların Manolya rümuzuna gönderilmesi. '' Anlatmaya bakarsan kız kelepir. Ben daha görmeden kıza uzaktan abayı yaktım. - Peki , sen bu ilanda onsekiz yaşındayım demiyor musun? Ulan Leyla hanım , anam senden körpe...
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Yemesine yedi ama bak yol yaptı, ortada. Sonradan herkes sülalesine rahmet okuyacak. Bak şu yollara mesela. Adam yolları açtı, alanları genişletti. Yedi diyorlar. Ne demek yedi? İnsan olur da yemez olur mu? Eskisi yemedi de ne bok yedi, afedersin... Tavşan tersi gibi, ne kokar ne bulaşır bir herifti. Ne o? Namusluymuş. Bana ne yararı var onun namusun? Ulan, öyle namus olmaz olsun. Millete bir yararı olmadıktan sonra onun namusundan bana ne?
Dave Brubeck okurunun profil resmi
Mahkeme üç tanık istemiş. O sıra harman vakti. Mevlut köyden üç aylak buldu. Yol parası, yemesi, içmesi Mevlut'tan, ellerine de beşer kayme sıkıştırdı, tanıkları mahkemeye götürdü. Birinci tanık hakimin önüne çıktı; sorgu sualden sonra hakim, - Satılmış kaç yaşında? diye sordu. - Hakim Bey, tahsildar geldi, bana dedi ki; "Hükümete haliye borcun seksen kayme, sabıkandan da yüzseksen var, ver bakalım paraları." Biz de paraları denkleştiremedik de, koyunlara haciz koydular, işte Satılmış o sıra doğdu. - Peki haciz ne zaman oldu? - Hancıların Memiş yol parasını verememişti de candarmalar kelepçeyi vurup dama götürdüler ya... İşte o sıra... - Peki, tarihini biliyor musun?.. - Bilmez olur muyum? Tarlaya su salma sebebinden Ahmet, Kör İlles'in barsaklarını avucuna dökmüştü ya, işte o sıra... - Peki, bu hadisenin zamanını söyle... - Havalar kurak gitmişti. Köycek rahmet duasına çıkmıştık, işte o sıra... - Anladık ama, yılı, ayı yok mu? - Var... Babam rahmetlik, sözüm burdan dışarı, bir eşşek yükü dağdan çırpı getirirken, ormancılar, orman köklemiş diye yakalayıp dama atmışlardı ya, o yıl. Hakim anlayacağını anladı ki Satılmış'ın yaşını küçülttü.
Dave Brubeck okurunun profil resmi
İnsanları severim ama uzaktan...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.