Rus aydınlarından Dostoyevski'nin muhalif bir örgütün üyesi olduğu için idam kararı alması, fakat idamının Sibirya'ya sürgüne gönderilmesi sonucu ortaya çıkan bu eşsiz eserde 'Ölüler Evi' adını verdiği hapishanede geçirdiği günler anlatılır. Dostoyevski gibi gözlemci bir kişinin hapishane ortamında, her çeşit insanın bulunduğu dört duvar arasında ne hikayeler bulabileceği, ne romanlar anlatabileceği zaten onu az çok tanıyan okurlar tarafından tahmin edilir. Bende Dostoyevski'nin yeri başkadır, en sevdiğim yazar olduğu için ona olan bağlılığımı bir türlü göz ardı edip objektif yorumlayamıyorum eserlerini. Yine çok beğenmekten, çok duygulanmaktan, mükemmel yazdığını düşünmekten alıkoyamadım kendimi okurken. Sizlerde de öyle midir bilmiyorum ama tüm kahramanlarla ucundan kıyısından mutlaka özdeşleştiriyorum kendimi. Benim için bu kitabı okumak normalinden biraz zorlu oldu, uzun yol esnasında başladım okumaya, eve vardığımda finallerim başladı, araya bir sürü ödev ve sınav girdiği için bazı günler birkaç sayfa bile okuyamadım. Ama sonunda bittiğinde tüm o karakterleri tekrar tekrar okusam farklı özelliklerini fark edeceğimi düşündüm. Bu kitapta Sibirya'daki kürek mahkumlarını derinlemesine inceleyecek, onları aynı hapishaneden gözlemliyor gibi hissedeceksiniz. Bakış açısı değişmekle beraber eserleri, gerçeğin hep aynı coşkulu ve acı veren arayışı içerisindedir.

Ölü Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Metropol Yayınları · 200214,5bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Melodi Ünlü