Gönderi

142 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Bir deliliğin evreni...
Memduh Vakkas: Kendi içinde oluşturduğu düşsel kişiliklerle, nesneleri canlı yerine koyup verdiği adlarla, yetmedi Friedrich Nietzsche, Oğuz Atay, Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Behzat Ç. gibi kişilikleri de katarak kendi deliliğini iyileştirmeye çalışan bir adamı okuyoruz. Çok sevdiği kadınla kavuşamamış olmanın verdiği acılar da katılınca işin içinden çıkamıyor, babası yardım etmek istedikçe o sayrı olmadığına inanıyor. Gel süre git süre Doktor Hastrodi ile konuşmalar yapıyor ki kafasını dağıtabilsin, yeniden diğerleri (!) gibi olabilsin. . Bir ara Memduh başka bir doktora gidiyor. Bu kez de çocukluğuna iniyor. Çocukken yaptığı yaramazlıkları anlatıyor. Anlattıkları geçmişe doğru uzanırken kendisi bugüne bağlanıyor. Önce evi, sonra sokağı, sonra ili bırakıp gidiyor ki düzelebilsin. Peki kafasında kurduğu o evrenden nasıl gidebilirdi ki? . Kurgunun sevdiğim yanı diğer yazarlardan da alıntılar yapılmasıydı. Tüm ünlüler birbirine kendi yazdıklarıyla, sözleriyle yanıt veriyor yer yer. Öte yandan Memduh'un anlatımı yaşadığı delilikten kaynaklı olarak bildiğiniz karambolde takla atmak gibi. Ne diyeceği, nereye bağlayacağı, ne demek istediği hemen belli olmuyor. Çağrışımları öyle birbirine giriyor ki bazen içinden çıkana dek okuru da karambole yuvarlıyor. . Alttan alta da toplumsal değerlere gönderme yapmış. Ağaçların kesilmesi, yapılaşma ile geçmişin yok edilmesi, çocukların artık sokakta oynayamaması gibi. Değişik bir kurgu okumak isteyenler inceledikten sonra okuyabilirler. Herkese yönelik olmayabilir çünkü. . Betikle esen kalın.
Karambolde Takla Atmak
Karambolde Takla AtmakMesut Okan Ekşi · Sıfır Yayınları · 201824 okunma
··
46 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.