Gönderi

Kendini gereğinden fazla kaptırmadan doğaya bağlanmak son derece güçlü bir karakter gerektirir. Doğanın sessizliğini ve cansızmış gibi görünen karakterini algılamaya çalışmak potansiyel bir tehlikeyi de içinde taşır. Kayalık bir tepenin üzerinden korkunç dalgalarla kabarmakta olan bir denizi izlediğinizi hayal edin. Denizin kimseye karşı acıması olmadığını ya da deniz için kimsenin bir diğerinden farkı olmadığını düşünüyorsanız eğer, kendi hayatınızın da saniyenin onda biri kadar bir zamanda bu okyanusta yitip gidebileceğini de fark edersiniz ve bu korkutucudur. Veya önünüzde uzanan ve heybeti karşısında çok etkilendiğiniz sıradağları canlandırın kafanızda. Yüksek yamaçları ve aşılmaz gözüken tepeleri karşısında hayranlığınızı gizleyemediğiniz bu dağlar aslında "kimsenin dostu olmadığı gibi insanlara asla yapamayacağı bir şey için söz vermemiştir." Bu uzun granit duvarın herhangi bir yamacından aşağı yuvarlansanız, yok oluşunuz dağ için bir şey ifade etmeyecektir ve siz de bunu pekala bilirsiniz. Yine korktunuz. Cansız gibi görünen doğayla bu denli yakın yüzleştiğinizde duyduğunuz korku, "hiçlik" ve "var olmama" korkusudur. "Sen topraksın ve yine toprağa döneceksin." Ne kadar boş bir teselli, öyle değil mi?
·
227 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.