Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

126 syf.
7/10 puan verdi
Kitap, konu başlıkları şeklinde şiirlerden oluşuyor. Şiirler sürükleyici; yazar yalın, akıcı ve açık bir yazım dili kullanmış. Gelelim “hafif sıkıntılar”a, dananın kuyruğunun koptuğu yere. Öncelikle Nihal Atsız zaten Turancılık akımına olan katkılarıyla tanınan bir yazar. Bu uğurda çok önemli eserler vermiş. Fakat kendisiyle ilgili birtakım 'ırkçılık' söylentileri dolaşıyor. Ben de olaya hakim olmak ve artık cümle alemin kitaplarını okuduğu Nihal Atsız'a başlamak adına bu kitabı seçtim. Okurken neden insanların Atsız hakkında olumsuz düşündüğünü de anladım. Kendi görüşlerimse bu iddiaların yanlış olduğu ya da yazarın yanlış anlaşıldığı yönünde. “Mazini ve ırkını unutma!” gibi bir mısra geçiyordu şiirlerin birinde. Mesela ben buradan kendimce şu anlamı çıkardım: Irkı, ataları ya da geçmişi insanın kendi tercihi değildir. Bu yüzden olduğumuz kişiyi kabul etmeli, benimsemeli ve sevmeliyiz. İstesek de istemesek de biz buyuz çünkü ve olduğumuz kişiyi deyim yerindeyse “satmak” bu kadar kolay olmamalı. Maalesef kendi devletini para uğruna diğer ülkelere şikayet edenler ve dahası var; yazarın eleştirdiği nokta zaten bu, herhangi bir ırkçılık mevcut değil. (En azından bu kitapta) “Kim olduğunu unutma, maziye bak” gibi bir mısra vardı yine. Geçmişimize baktığımızda çok önemli kayıplar vermiş, zor zamanlar geçirmişiz. Her ne kadar şimdi ülkemiz sorunsallarla baş ediyor olsa da ben bir Türk olarak ırkımı suçlayamam. Bu olsa olsa halkın suçudur.(Cinayetler vs.) Umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir. Yani Nihal Atsız ve diğer Türkçüler haklı. Tekrar kitaba dönersek, tek puan kırdığım nokta “bazı yerlerde” rahatsız edici derecede kadınlar üzerinden gidilmişti, her ne kadar “düşmanımız” olsa da kadın olduğu için biraz daha ölçülü olunabilirdi. Mesela ilk şiirlerin birinde “fahişe”, “ey alçak kadın” deniliyordu. Sinirlendim çünkü bu “fahişelik” mevzusu üzerine saatlerce konuşabilirim. Hani biz ırkımızı seçemiyoruz ya, belki senin "alçak" dediğin o kadın da kendi ırkının adetlerine mecburen uymak zorunda kalarak “fahişe” oldu. Bu kelimeyi kullanmayı sevmiyorum, eleştiri hakkımı kullanıyorum. Bir de “biz orduda kan döküyoruz, senin umurunda mı?” gibi bir tabir vardı yine o kadınlara karşı. Açıkçası zaten biz onlara “düşman” diyorsak, onların neden umurunda olsun. Burası da ayrı bir konu ve "neden sadece o kadınlar" ? (Şimdi çok takıntılı olduğumu düşünebilirsiniz ama dile getirmek zorundayım) Yine ilk şiirlerin birinde şöyle bir mısra vardı: “Tanrı kadın yaratmıştır, erlere satmak için.” Tam olarak yanlış olabilir ama bunun gibi bir satırdı. Bu düşünceye kesinlikle katılmıyorum, öte yandan yazar sürekli “oğul” hitabını kullanıyor ve bu da beni rahatsız etti. (Kitabı okuyunca beni daha iyi anlayacaksınız.) Sanıyorum o dönemin anlayışından olsa gerek, buradan puan kırmadım. Ve ben bunları uzunca anlattım ama bu kısımlar topu topu 5-10 sayfa, bu yüzden kesinlikle kafanızda “okumayayım” fikri canlanmasın. Yine de çok sevdim kitabı; şiirleri okurken yer yer duygulandım, yer yer gurur duydum. “Türküm” diyen herkes okumalı, diye düşünüyorum. Zaten olumsuz eleştirilerim sebebiyle yalnızca iki puan kırdım. Alıntılar: #103143624 #103144782 #103150072 #103143959 #103145517
Yolların Sonu
Yolların SonuHüseyin Nihal Atsız · Ötüken · 20156,8bin okunma
··
24 görüntüleme
Ayşe Nur Çelik☾☆ okurunun profil resmi
Devletini milletini seven insana ırkçı derler aldırmayın. Bu ırkçılıksa ben de ırkçıyım o halde. Hüseyin Nihal Atsız gerçekten muhteşem bir insan kalemini çok seviyorum.
Ü okurunun profil resmi
Bunu incelememde belirttim.:)
2 sonraki yanıtı göster
Aylak Adam okurunun profil resmi
İncelemeniz baya merak uyandırıcı umarım bu yazarla tanışma fırsatım olur. Eserlerini okumayı isterim. Tebrik ederim 🙂
Ü okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim.:)
Bu yorum görüntülenemiyor
Laín Coubert okurunun profil resmi
Ü
Ü
biraz geç gördüm incelemeyi ama bence Atsız haklı. Belki yorumlardan sonra şiirin hikayesini okumuşsunuzdur ama yine de ben bağlantısını koyayım: gazetegebze.com.tr/oz-yurdunda-gar... Burada hikayeyi okuyabilirsiniz. Şimdi gelelim asıl mevzuya. Nankörleri sever misiniz? Ya da olaylardan haberi olmayan, işi gücü zevk olan çıkarcı kişileri? İşte orada gülen o 3 kişi tam olarak bunlardır. Hepimiz toplansak o topal askerin tırnağı bile olamayız. Aynı zamanda olayı anlamak için- ki tazen asla olayı tam olarak anlayamayız çünkü öyle olması için onun yaşadıklarını yaşamamız gerek- o asker olmak gerekir. Onun gittiği cephelerde savaşmak gerekir. Birileri için siz ayağınızı kaybedin, yüzünüz savaşta yaralansın, bütün aileniz katledilsin. Ve bunları vatan için yaptınız, ve o vatanda böyle bozuntu insanların olması kimin hoşuna gider, veyahut kimin zoruna gitmez? Tabi ki şiirde yazılanları hak ediyorlar, biz en ufak şeyde bile yorulurken cepheden cepheye koşan askerlere oturduğu yerden zevk sefa içinde yüzen insanların gülmesi en aşağılık şeylerdendir! Ve Atsız'da buna tepkisini göstermiştir. Bugün hala bunlardan vardı, ve tepki gösterilmelidir. Ve olayın ayrıntılarına takılmak yerine özüne odaklanırsanız o insanların yaptığı çirkinliği görürsünüz.
Ü okurunun profil resmi
Herkes burada eleştirimi haksız bulmuş:) anlıyorum ama tek sıkıntı bu değil, takılan birkaç konu vardı onlardan da incelemede bu konuyla birlikte bahsettim. Tabii ki yazar haklı olabilir, ben de askerlere saygı göstermemiz gerektiğini düşünüyorum fakat bir kitaba çıkıp da “kusursuz” demek hata olur gibi geliyor. Yani dünyadaki en güzel kitap da olsa eleştirecek bir şeyler bulunuyor illaki. Zaten kitap kısa olduğu için bu eleştirilerim pek de önemli değil, ben kitabı sevmiştim:)
10 sonraki yanıtı göster
Ercan ÇİÇEK okurunun profil resmi
"Topal Asker" şiirinden (haklı olarak) bir rahatsızlık duymuşsunuz sanırım. Bu şiirin hikayesini dinlemenizi tavsiye ederim. Atsız'ın bu sert üslubuna biraz hak vereceğinizi düşünüyorum. Saygılar :)
Ü okurunun profil resmi
Teşekkürler. Bakacağım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.