Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

81 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mahfel Dergisi şairlerinden Ahmet Özdemir, "Avrel" isimli kitabında yer alan bir şiirinde "durma, bana bozgunundaki şehri anlat!" demektedir. Muhammed Münzevî'nin şehre bodoslama girişi, böylesine bir anlatı mıdır? Bodoslama girdiği şehir, onun bozgunundaki şehir midir? Bunun cevabı, onun kitabında iki bölüme ayrılan şiirlerinde saklıdır. Şehre varır şair ve barkodlu binalar avuçlarına batmaktadır. Ancak kitabın devamında yer alan şiirlerde kendisine şu telkinin verildiğini duyar: "Bana dediler, şehri tanımazsan, şair olamazsın." Bu sözü zihnine kazıyarak yazmıştır her şiirini Münzevî, harflerini harp bilerek kendisiyle hep savaşmış ve her şiirinde kendisiyle savaşından galip çıkmıştır. Söylediklerim bu yana, Münzevî'nin şiirleri, kendi zihninin, genelde de kendi dünyasının bir dışa vurumudur. Onun şiirlerini okurken telmihlere dikkat etmek, kullandığı kelimelere kulak kesilmek önemlidir. Zira bu kelimeler, bu telmihlere verilen dikkat, onun zihnine dokunmak demektir. "Kışın Bittiği"nde onun Ülkü Tamer'le kurduğu bağı görmek, Dört Darabesk Havası'nda İsmet Özel'in" Üç Frenk Havası"nı anımsamak gibi.. Daha da derinlere inildiğinde bazı dizelere bile sızmıştır bu küçük telmihler ve bu telmihler, kendisini izlemeye doğru el uzatır. Sözün kısası,"Şehre Bodoslama", Münzevî'nin büyütüp beslediği ve edebiyat camiasına kazandırdığı bir çocuk. Öyle bir çocuk ki, her çocuk gibi ilgi bekleyen ve bu ilginin karşılığını almak isteyen. Bana da, bize de okuru bol, üzerine düşüneni, konuşanı bol olsun, demek düşer ve sözlerimi burada sonlandırmak isterim.
Şehre Bodoslama
Şehre BodoslamaMuhammed Münzevi · Klaros Yayınları · 202019 okunma
··
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.