Bir saatte okunacak ve tadı damakta bırakacak türden bir eser. Oldukça kısa ama betimleme ve durum tahlilleri doyurucuydu. Kitapta aşikar bir ırkçılık sezdim zira öykünün teması 7 yıldır hindistana doktor olarak gidip onları kendinden sefil köpek gören bir dokturun 7 yıl sonra ilk kez beyaz kadın görüp ondan yardım istemesi üzerine ona tutulmasını anlatıyor.
Zweigin yaşadığı dönem; sınıf farklılıkları, ırkçılık ,faşist politikaların ayyuka çıktığı, daha doğrusu fırtına öncesi sessizliğin yaşandığı yıllardı. Kitapta bu izleri görmek mümkün.
Renk ayrımları çok gereksiz fakat ruh halini anlayabilmemiz için birazda gerekli ayrıntılar. Zira bu vakitten sonra doktorumuz tıpkı amok koşucuları gibi ölümü pahasına bu işin peşini bırakmayıp koşmuştur. En çok rahatsız edense doktorun gururunun iki katı gurura sahip olan beyaz ablamız. Gururu 3 ay önce yapsaydında bebeği aldırmak ve akabinde ölmek gibi bi derdin olmasaydı dedim içimden. Satranç gibi değildi ama soluksuz okuttu. Bu yüzden 7