Esasında karşılıklı mektuplaşanlardan oluşan bir metin gibi gözükse de, şahane bir
usta-çırak diyaloğu okuyoruz. Henüz yaşamının başında olan genç adamın, Rilke’nin adeta yaşam klavuzu şeklinde olan fikirleriyle, şiire sanata, yaşama ve aşka dair muhteşem tespitlerini okuyoruz.
Aynı zamanda Rilke'nin nasıl bir dünya içinde yaşadığının ve yapıtlarını nasıl bir dünya içinde yarattığının bilinmesi açısından değil gerek bugün yeni yetişen, gerek yarın yetişecek olan kuşaklar bakımından önemli olan on mektup okumuş oluyoruz.