Gönderi

435 syf.
·
Not rated
Maksim Gorki'nin otobiyobiyografik üçlemesinin ikincisi, Ekmeğimi Kazanırken, en az çocukluğum kadar sarsıcı. Daha akıcı üsluba sahip bir yazar var mıdır, bilmem. Sayfaların arasında yürümüyor yüzüyorsunuz. Fakat birinin bu kadar acı veren olayları yaşamış olması bazen durup sindirmeme neden oldu. Her duygu gibi acının da evrensel olduğunu tekrar fark ettim. Maksim Gorki'nin çalıştığı işlerde başına gelen şeyleri okurken bazen değil başından sonuna kadar canınız sıkılacak. Yaptığı kötülüğe sebep olarak can sıkıntısını gösteren karakterlerle karşılaşacaksınız. Ne kadar alçaltıcı davranış varsa hepsini yapan ama kitap okumanın ahmaklık olduğunu söyleyen insanların lüzumsuz fikirlerini okuyacaksınız. Ee, tabii bir de insanların zihinlerindeki Tanrı figürü var. İlk kitaptaki gibi yine Tanrının cezalandırıcı mı yoksa iyi mi olduğunu düşüneceksiniz. İnsanların arkalarından konuşmanın ne kadar küçük düşürücü olduğunu çıplak gözlerle izleyeceksiniz. O kadar masalsı bir anlatım var ki fotoğraf fotoğraf canlanacak zihninizde. İşçi sınıfının ne kadar sefil bir yaşam sürdüğü, nasıl yaşamaları gerektiklerini bırakın nasıl yaşamak istediklerini bile bilmedikleri gözler önüne serilmiş. Dönemin Rusyasında özellikle kadına uygulanan baskı ve şiddeti, insanların kendilerine yabancı olan her şeyi laflarıyla bile pislettiklerini ve bundan zevk aldıklarını anlatmış. Söylenecek çok şey var ama sayın Gorki zaten yazmış. Okuyun derim.
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20186.7k okunma
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.