Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim
Nar Ağacı… Uzun zamandır okumak istediğim, şimdi okuyup yazarla tanışabildiğim ve ilerde tekrar okumayı isteyebileceğim kitap. “İki ırmak onlar. İkisinin de birleşip büyük bir ırmağa dönüşmeden önce ayrı ayrı akıp geldikleri kumullu yataklar, mecralar, kimyalar var. Benim var olmam için birbirine doğru akmış bu iki ırmağın birleştiği yerde milyonlarca ihtimal arasında mümkünlerden bir mümkünüm sadece ben.” Kitabın ilk sayfalarında bu sözlerle iki ırmağa benzetiyor yazar Trabzonlu inci tanesi Zehra’yı ve Tebrizli meşhur halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan’ı. İki ırmağın birleşene kadar geçtiği yollara neler eşlik etmiyor ki, Balkan Savaşı, 1.Dünya Savaşı, seferberlik, muhacirlik, hastalıklar, kıtlık, ihtilal, acı… Ve tabii ki aşk, gülümseme, merhamet, umut… Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü-İstanbul hattında geçen romanı okurken bir parçası yapıyor insanı; sanki ben de onlarla bu şehirleri gezdim, Karadeniz’i izledim, çay içtim. Yazarın bir fotoğraf karesinden zamanda yaptığı yolculuklar, Hafız Divanı’ndan alınan beyitlerin kattığı zenginlik, İsmail’in ‘Kırık Kafiye’si, okurken oluşturduğu duygu yoğunluğu, birçoğunu buraya alıntılayamadığım anlamlı cümleler çok güzeldi. Uzun betimlemeleri bazen tekrar okuma ihtiyacı hissettim, ama bu kitabın sürükleyiciliğine engel değildi. Bazı kitaplar ‘hissederek’ okunmalı, öyle bir kitap. Yüreğinizde küçük bir nar ağacı çiçeklendirebilecek, incelikle işlenmiş, emek yüklü, çok ama çok nahif bir roman…
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127.5k okunma
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.