Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
Petrov'un okuduğum ikinci eseri. Grigory Petrov hakkında benim için en dikkat çekici bilgi ülkesinde kitaplarının yasaklanmasına rağmen başka ülkelerde çok değer verilip okunması. Bunlardan biri de Atatürk Türkiyesidir bilindiği gibi. İki eseri de çok kısa ama yerin altında da bir bu kadar var dediğimiz kısa insanlarımız gibi göründüğünden fazla olan büyük anlamlar barındırıyor. Finlandiya'nın bu öyküsü rakibinden kroşe yedikten sonra yarı baygın bir şekilde hakemin saydığı 10 saniyenin bitmesine yakın muhteşem bir kararlılıkla ayağa kalkıp maçı tek yumrukla bitiren adamın öyküsü gibidir. Bizim gibi dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında olma potansiyeli barındıran ülkelerin çıkarabileceği çok dersler barındırıyor. Okunmalıdır. Ben Cemil Meriç dirilse eserinin adını "Bu Ülke" değil "Bu Nasıl Ülke?" diye değiştireceğini düşünen biriyim. Eğitimimize bakıyorum "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür." sözü geliyor aklıma. Kendimi de ayırmadan bunu söylüyorum tabi. Her gelen bakan kendi mantığına göre sistem değiştiriyor. Deneme tahtasına çevirdiniz çocukları. Yok 8+3 yok 4+4+4 yok 5+3+4 futbol maçı diziliş kombinasyonu musun be? Yok öss yok ygs yok öyt ayt yok tyt yok sbs. Tarıma ve ülkenin tarım potansiyeline bakınca ithal edilen bazı ürünlerden ötürü utanıyorum. Yer altı kaynaklarına göz gezdiriyorum. Madeni çıkarıp teknoloji yetersizliği sebebiyle doğru düzgün kullanamamayla birlikte ihraç etmekten bununla da kalmayıp doğru yerlerde işlendikten sonra tekrar o ürünlerin alındığını görmekten utanıyorum. Gözümü diğer alanlara çeviriyorum. İnsan hakları arayışları, hukuksuzluklar, şiddetli ekonomik sıkıntı çeken halk ve buna paralel zenginleşenler.. Bakıp gururlanabileceğimiz tek bir alan var mı acaba? Kendimizi başka ülkelerden üstün gördüğümüz ahlak anlayışımız sürüyor mu mesela? #45312866 Toplumun tüm dinamiklerine bakıp "bu böyle mi olmalıdır?" sorusunu sormak gelmiyor mu içinizden? Örneğin adalet tanımı yaptıktan sonra "şöyle şöyle toplumun gündemine oturan bir olay vardı sonra böyle sonuçlanmıştı" diye anlatıp gerçekten adilane bir karar çıkmış diyebileceğimiz bir örneğini veremez olduk. Adaletin tek işlevinin dava sonlarında duvara bakıp yazıyı okuduktan sonra gülme isteği uyandırıyor olması neden kimsenin uykularını kaçırmıyor? İnsanlarımız bunu hak etmiyor. "Uyanın! halkınızı kurtarmak için çalışmaya başlayın" diye sesleniliyor kitapta. Her alanda kalkınma şart. Kendisini her yerde Dünyanın en akıllı adamı olarak tanıtan ilginç adam Erdal Demirkıran ben daha küçükken Batman'a gelmişti. Bu ilginç tanıtım sebebiyle konferansına gitmiştik. Kaldırmıştı çocukları "büyüyünce ne olmak istiyorsun" diye. Çocuklar cevapları verince hayır demişti yanlış söylüyorsunuz hepiniz. "Ben dünyanın en iyi polisi, dünyanın en başarılı doktoru, dünyanın en lezzetli yemekler yapan aşçısı olacağım" diyeceksiniz. Ben bu konuda adama katılıyorum. Çıtayı yüksek tutmakta çok fayda var. Başka türlü bir çıkış yolu göremiyorum. Herkes çalıştığı alanda yakınındakiyle değil dünyada kendisi ile benzer alanda çalışanlar ile rekabete girmedikçe Aziz Nesin'in kitabına adını verdiği gibi"Nah Kalkınırız" bkz:#92189152 Arog filminde geçen "Sanatçı olma, savaşçı ol. Ezilme, ez!" cümleleri de biraz yeni dünya düzenine uyuyor gibi. Artık bu olmadıkça en iyi olunmuyor kolay kolay. Savaşmak şart. Mehmet Akif'in temennisi ile bitireyim: Ah biz Şarklılara vazife hissini ihsâs edecek bir aşı keşf olunsa!... Nereye gittimse, insanlarında vazife duy­gusunu göremedim. Bu şu’urun uyandığı gün Şark ya­kasını kurtarmış demektir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · İstek Yayınevi · 201899,2bin okunma
··
231 görüntüleme
Mihriban okurunun profil resmi
Tebrik ederim sizi hocam, çok iyi olmuş. Aklınıza sağlık. 👏👏
Serhat okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim teşekkürler :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.