Gönderi

Eline kağıtla kalemi geçiren herkes, insan doğasının ne kadar basit bir mekanizma olduğunu yazmaya koyuldu. Bertrand Russell'm 1920'lerde yazdıklarına bakılırsa (ki bence bugün yaşıyor olsaydı çok farklı düşünürdü, eminim) insanlara arzuladıkları her türlü duyguyu vücutlarına kimyasal maddeler enjekte etmek suretiyle tattırmak olasıydı. Aldous Huxley'in ünlü kitabı "Cesur Yeni Dünya"da, bas-düğmeye-olsun türü psikoloji anlayışıyla nasıl dalga geçtiğini gözlemliyoruz. 1920'li yıllar insanin gücüne çok güven duyulduğu bir dönem gibi görünse de aslında durum bunun tam tersiydi: makinelere ve onları işletecek tekniklere güven duyuluyordu, insanlara değil. Bireyler kendilerini yüzeysel ve mekanik bir varlık olarak görmeye başlayınca başta insanlık onurları ve bireysel özgürlükleri olmak üzere pek çok olumlu değerlerini yitirdiler.
··
241 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.