Yeğenlerinin karnını doyurabilmek adına ekmek çalan ve bu yüzden uzun yıllar kürek mahkumluğuna hapsedilen bir karakter olan Jean Valjean’in hayatının, yaşamın tüm çığlaklığıyla gözler önüne süren adaletsizliğinin, iyiliğin ve kötülüğün vücut bulmuş hallerinin tüm gerçek yüzünü gösteriyor bize.
Size yapılmış bir kötülüğe verilen en büyük karşılığın kötülük yaparak değilde tam tersi iyilik yaparakta verilebileceğini gözler önüne seriyor. Sevginin, adaletin, fedakarlığın ne olduğunu, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığını ve arkasında yatan duygular epey bir karakter üzerinden anlatılıyor.
Zaman zaman anlatılan hikayeyi beslemek ve o dönemin şartlarını daha iyi anlamamızı sağlamak adına detaylara girilse de totale baktığımızda beni etkileyen olay örgüsü başarılı ve bence herkesin mutlaka ama mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.