Gönderi
1984, konusu ve kurgusu itibariyle gerçekten bir distopya okuduğunuzu size iliklerinize kadar hissettirecek bir kitap. Sizlere -bu distopyada yaşayanlara- dayatılan herbir fikirde, her bir düşüncede bunu hissedebiliyorsunuz. Hani distopyanın temelini alan o “sorgulama” kavramı vardır ya, 1984’te de bu çok güzel bir şekilde işlenmiş ve yedirilmiş kitaba. Verdiği şeyler size öylesine doğru ki her dönemde bu kitaptan bir parça bulabilir okuyan kişi. 1984’ü zamansız ve bu kadar etkileyici kılan şeylerden birisi de bu tahmin ediyorum ki.
1984 dilinden dolayı okumaya çekindiğim bir kitaptı. Distopyanın atası olarak geçen böylesine bir eseri öylece okumak istemiyordum açıkçası ama okudukça bu kadar çekincenin de boşa olduğunu gördüm. Evet, birkaç distopya veya bilimkurgu kitabına hakimseniz sonrasında okumanız daha iyi olabilir ama zaten iyi bir okursanız sizleri de zorlayacağını düşünmüyorum. Çünkü akıcı ve sürükleyici bir dili var.
Kitabın sonu beni gerçekten şoka uğrattı. Beklediğim gibi bir son değildi ve fena halde tersköşe oldum, hatta idrak edebilmek için ikinci kez okudum.
Hayvan Çiftliği’nden sonra ondan daha derin ve daha sert bir distopya okumak istiyordum ve Orwell’la tanışmak için önce Hayvan Çiftliği’ni sonra 1984’ü tercih etmek doğru bir sıralama. Siz de bu sırayla okuyabilirsiniz.
Gerçekten iyiki okumuşum dediğim ve kesinlikle okunmalı diye bas bas bağıracağım kitapların içinde yerini aldı ancak siz bunu zaten biliyorsunuz eminim ki. Okumayanlar da bir an önce şans vermeli.Keyifli okumalar dilerim.
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.