Gönderi

·
Puan vermedi
·
Beğendi
Aydınlanma Çağı'nın en önemli kişiliklerinden biri olan yazar ve filozof, kiliseyi ağır bir eleştiri bombardımanına tuttuğu bu kitapta, Marie-Suzanne Simonin isimli 16 yaşındaki genç bir kızın başından geçenleri mektup formatında Croisemare Marki’sine anlatır. Suzanne gayrimeşru bir ilişkinin meyvesidir. Güzelliği ve enerjik yapısı hasebiyle de dikkatleri üzerine çekmiş bundan sebep Saint Marie Manastırı’na kapatılması uygun bulunmuştur. Hiç istemediği bu duruma şiddetle itiraz etse de bir işe yaramaz ama yemin günü Başpiskopos’un önünde rahibe olmak istemediğini söyleyerek bakirelik yeminini etmez. Tam da bu nokta romanın kırılma noktasıdır kanımca. Binbir türlü işkenceye maruz kaldıktan sonra (açlık, çıplak hücre cezası,pranga, yemeğine karıştırılan pislikler vs) yaşadıklarını farkeden bir baş rahip tarafından başka bir manastıra transfer edilir. Orada da melek görünümlü şeytan bir baş rahibe tarafından cinsel istismara uğrar. Romanın baş karakteri olan Suzanne ise, Diderot’un kız kardeşidir ve türlü işkencelerle cinsel istismar gördüğü manastırda aklını yitirerek hayatını kaybetmiştir. Kardeşinin ölümünün ardından yazdığı bu roman ile kiliseyi ve kiliseye dair her şeyi reddeden Diderot’u okurken yazım üslubu ve insan psikolojisine eğilen felsefesine hayran olacaksınız. Doyumsuz istekleri üstlenen İD, idi baskılamaya çalışan kısıtlayıcı ve kural koyucu SÜPEREGO, bu ikisinin çatışmasından doğan ve benliğimizi oluşturan EGO, muhteşem bir anlatı şöleni ile aktarılıyor. Sosyal yaşamdan soyutlanan insanların ne denli kolay manipüle edilebileceğinin de ispatı aynı zamanda ...
Rahibe
RahibeDenis Diderot · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019790 okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.