Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
KİTAP TAVSİYEM ALINTILAR Hasretinin,kalbimin en ücra köşelerini buram buram sızlattığı biricik yarim,seni çok ama çok özledim... Sensiz geçen her gün ve gecede sen vardın,seni Hep Hissettim... Aradığım ne varsa onda birleştiğini gördüğüm ruh eşimi buldum... En yüksek tepelerde,en sert ve bir o kadar da sıradışı rüzgârlar olduğunu biliyorum... Bir serçenin göz yaşında buldum seni, Kavrulan bir çölün kızgın kumunda, Ve o çölde kanat çırpan bir kuşun susuzluğunda... Bakışların tatlı bir anının masumiyetinde mi gizli desem, Gözlerin,zaten o değil miydi ki beni benden eden, Ya,seni sevmek... Bir ömür yeter mi bilmem? Şu bunaldığım hayatın kör ettiği gözlerde Benim gözlerimin göreni olmuş güzel; Bırakma ellerimi Gözlerini bir an dahi çevirme gözlerimden Yeter ki,seni sevmeme izin ver; Hiç düşünmeden bu ömrü sana vermeye razıyım "BEN" Bir insan ömrünü kime vermeli Tükenip gidiyor ömür dediğin Yolda kalan da bir yürüyen de bir Harcanıp gidiyor ömür dediğin... Önemli olan iç görünnüştü ve sarayların harikulâde bahçesinde açmayan bir gül; Bakılmaya dahi tenezzül edilemeyen bir çöplükte açabilirdi... Toprağa temas etmeden yaşamak,nasıl bir yaşam olabilirdi? Büyük şehirlerin derdi de,pırıltısı da büyük olur bilirim.Ama o büyük bahçelerde açan hiçbir gül,benim Küçük bahçemdeki tek bir gül kadar güzel kokmaz... İnsanın beklentisi hiç bitmez...Herşeyin daha fazlasını ve daha iyisini ister ve doymaz... Hayata dair tek hissedebildiğim şey,bütün mutluluğumu yitirmiş olmam ve bir daha asla mutlu olamayacakmış gibi hissetmem... Minervanın kuşu Alacakaranlıkta uçar...(Filazof Hegel) KİTAP HAKKINDA Siz hiç yalınayak çimlerde yürüdünüz mü? Ya da ekmeğin en kıtır köşesini elinizle koparıp,yemeğin suyuna bandınız mı? Kuşların cıvıltısına,göllerin güzelliğine,denizin kokusuna sevdalandınız mı? Mesela bağdaş kurup oturdunuz mu bir nehrin kıyısında? Bir keçi,kuzu sürüsüne takılıp koştunuz mu peşlerinden? Sessizce doğa'nın güzelliklerini izleyip şükrettiniz mi? Ve daha bunun gibi nice güzellikler sayabilirim bıkmadan.... Ben, bunların hepsini yaptım.Hala da yapıyorum.Bu yüzden ağlaya ağlaya okudum kitabı...Bu yüzden dokundum bitirdiğim her bir sayfasına vedalaşır gibi... Tıpkı Yaşlı Şef'in sevdiğinin son mektubuna dokunduğu gibi... Biliyor musunuz, Bir rivayete göre kartallar 70 yaşına kadar yaşarmış.Lâkin bunu başarabilmek için,40 yaşlarına geldiklerinde,ciddi ve zor bir karar vermeleri gerekirmiş.40 yaşındaki kartalın,pençeleri sertleşir,esnekliğini yitirir,avını tutamaz hale gelir,tüyleri kalınlaşıp kartlaşır,uçarken kanatları tüylerine takılmaya başlar bu yüzden uçması zorlaşırmış. Vücudundaki bu değişikliklerin niye olduğunu çok iyi bilen kartal,iki seçimden birini yapmak zorundaymış. Ya ölümü seçip,yok olacak Ya da 150gün sürecek acılı ve zorlu süreci göğüsleyecek... Eğer kartal yeniden doğmayı seçerse,bir dağın tepesine doğru uçup,yeni yuvasında gagasını sert bir şekilde kayalara vurup yerinden sökecek,yeni gagasının çıkmasını bekleyecek,yeni gagası çıkınca bu yeni gaga ile hiç tereddüt etmeden pençelerini yerinden sökerek çıkaracak ,yeni pençeler çıkmasını bekleyecek,yeni pençeleri çıkınca da,eski kartlaşmış tüylerini tek tek yolacak ve yeni tüylerinin çıkmasını bekleyecektir.Bu süreç yaklaşık 5 Ay sürer ve süreç sonunda kartal,kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan o yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır hale gelir... Peki Bunu ,bir insan ne kadar sürede başarabilir? Neyse,buna okuyup kendinizi değerlendirince siz karar verin en iyisi.... Bir serçenin göz yaşında buldum seni, Kavrulan bir çölün kızgın kumunda, Ve o çölde kanat çırpan bir kuşun susuzluğunda... Bakışların tatlı bir anının masumiyetinde mi gizli desem, Gözlerin,zaten o değil miydi ki beni benden eden, Ya,seni sevmek... Bir ömür yeter mi bilmem? Şu bunaldığım hayatın kör ettiği gözlerde Benim gözlerimin göreni olmuş güzel; Bırakma ellerimi Gözlerini bir an dahi çevirme gözlerimden Yeter ki,seni sevmeme izin ver; Hiç düşünmeden bu ömrü sana vermeye razıyım "BEN" Diye, fon müzikli bir şiir ile Hicran'a evlenme teklifi yapan Kılıç,görkemli bir düğünün ardından eşiyle,boğazın en güzel manzarasına sahip evlerine giderler.Onca zenginlik içinde,bahçedeki çimlerin üzerinde oturarak manzara izlemeyi seven çift her defasında,daha önce kimselerin keşfetmediği yerlere gidip saklı cennet gibi olan yerlerde birlikte ölmeyi hayal ederler... Oldukça varlıklı olmalarına rağmen "Hiçbir ücret,bir insanı diğerine hizmetçi etmemeli" düşüncesine sahip oldukları için,evlerine hizmetli almayan çift,her işlerini kendileri yaparlar.Her sofradan mutlu kalkıp,her gece huzurla uyurlar.Geçen günler birbirlerine aşkları daha da artar...(yıllar sonra aynı tarihte ölecek kadar) Esen rüzgarın,düşen yaprağın,ağaçtaki kuştan,yerdeki solucana var olan herşeyin mükemmel varlıklar olduğunu düşünen çift,tam bir doğa aşığıdır...Bu durum Kılıç'ın Hicran için hazırlamak istediği evlenme yıldönümü hediyesi için fikir vermiştir,Kılıç tatilcilerin çok bilmediği,güzel bir göl kenarında saklı olan bir göl evi kiralar ve buraya uçakla değil,trenle gitmek için bilet alır.Bu sürpriz haber karşısında çok sevinen Hicran yolculuk için gerekli hazırlıkları yaparlar ve hayatlarının en güzel yolculuğunu geçirirler.Hatta trenin camından izledikleri manzaraya hayran kalıp,altında göl olan bir tepeye "Hayat çeşmesi"adını verirler... Gidecekleri yere araç bulamayan çift,yaşlı bir adamın yardımıyla bir at arabasına binerler ve göle gitmek için yola çıkarlar Kara İnci isimli atın sahibi Hasan ile yol boyu sohbet eden Kılıç,Şehrin gürültüsünden kaçıp buraya yerleşen Hasan ile iyice arkadaş olur.Kalacakları göl evine geldiklerinde ise,odalarının en güzel manzaraya baktığını fark edip hayran olurlar.Yemekleri,manzarası,insanları ile her şeyine hayran.kaldıkları bu yere yerleşme planları bile yaparlar. Biten tatil ardından istemeyerek de evlerine dönerler ve hayat kaldığı yerden devam eder, ta ki bir sabah Kılıç'ın öğürme sesleriyle uyanmasına kadar... Telaşla Hicran'ın yanına koşar ve acaba?der bebeğimiz mi olacak? Bu tatlı telaş ile eve doktor çağırırlar ve iki gün sonra çıkacak olan tahliller yapılır...İki gün sonunda Hicran asla anne olamayacağını öğrenerek yıkılır.Moral için tatile giderler lâkin hiçbir işe yaramaz ve Hicran içine kapalı,mutsuz bir kadın olur.Birkaç ay sonra daha kuvvetli öğürmeler ile doktora gidilir lâkin anne olama şansının sıfır olduğunu duymak onu bir kez daha yıkar.Birbirini kovalayan yıllarda o mutlu kadın gider ve yerini dalgın,odasından çıkmayan mutsuz bir kadın alır.Bu durumdan kurtulmak ister ve doktordan randevu alıp gider.Tahlil sonuçları ile iyileşmek yerine o an öldüğünü hisseden Hicran,kanser olduğunu ve yaşamak için fazla vakti kalmadığını öğrenir .Bunu Kılıç'a söylemez tabi ve eve döndüğünde eski günlerdeki gibi sofralar kurar,giyinir kocasına iyileşiyorum , mesajı verir.Oysa planı kocasını terk edip onsuz ölmektir... Son günlerini balayına gittikleri göl evinde geçirmeye karar veren Hicran,bir aylığına halama gidip kalmak istiyorum diye müsaade ister Kılıç tan.Kılıç hiç istemese de (ortada olmayan halaya) gitmesine müsaade eder ve Hicran bu yolculuğa çıktığında o da karısı için evde kütüphaneyi düzenlemekle uğraşır... Yıllar sonra üç keçi ile göl kenarındaki evinde yaşamaya başlayan Kılıç,Duran ile Sevda çiftinin kensisine taktiği lakapla "Yaşlı Şef"diye anılmaya başlar.Yaşlı şef, yeşil göz_maya_örgülü madam ve testi pınarı ile sert geçen kıştan kalan 3 keçisi ile yaşamına devam eder... Maya,örgülü madam,yeşil göz kimlerin lâkabı dersiniz?Yoksa yaşlı şef'in çocukları mı oldu? Köye misafir gibi gelip,köyün en güzel kızına tecavüz eden kim?yoksa . . . Göl kıyısına ahşap ev yapan Yaşlı şef'in her gece kulübesine giren üçlü kim? Yaşlı Şef'in kayalıklarda kalbi niçin sıkışıyor? Yıllar önce kendisini terk eden Hicran,pijamalarıyla arabacı Hasan'ın evinde ne arıyor? Hicran'ın başını okşadığı Amar,kimin oğlu? Hicran herşeyi yazdığı defteri Kılıç'a kimle yolluyor? Elinde bir avuç mezar toprağı ile ağlayan kim? 21 Eylül de Aynı tarihte ölenler kimler? Aşk ve yalnızlık mı? İki deli sevdalı mı? Kimseler kızmasın ,kitabı tam anlatıyorsun demesin diye burada keseyim en iyisi Tüm bu soruların cevabı ve çok daha fazlası için Bir bardak duble çay,bir paket peçete,ağlarken ferahlamak için kolonya eşliğinde bu güzel kitabı mutlaka okuyun derim... Uzman psikologların yazdığı,hayata bakış açınızı değiştirin kitaplarından daha etkili inanın Tavsiye ederim Sevgiler ZeHra Gaylan #yaşlışef #ebubekiruğur #okudumbitti #uyanışyayınevi
Yaşlı Şef
Yaşlı ŞefE.B.U · Uyanış Yayınevi · 201834 okunma
·
222 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.