Gelenekten bir kopuş demek olan modernite, Rönesans ile Avrupa‘da ortaya çıktı. Öncesinde temel ideoloji, haraca dayalı üretim tarzının ideolojisidir ve feodalizm de onun bir biçimidir. Modernite, insanların bireysel ve toplumsal olarak tarihlerini yaptıkları ilkesine dayanır. Avrupa‘da ve diğer yerlerde tarihin Tanrı tarafından yapıldığı hakimdi.
O aşamadan itibaren modernite akılla özgürleşmeyi birleştiriyor, demokrasinin yolunu açıyor, devletle dinin birbirinden ayrılması demek olan laikliği de beraberinde getiriyordu. Kitap ise; içinde bulunduğumuz coğrafyanın çelişkileri, kültürel ve dinsel hatta siyasal çatışmalarını moderniteyi temel alarak anlatan ve bu çerçevede şekillenmeye çalışan toplumları-devletleri az da olsa anlamamıza yardımcı olacak veriler sunmaktadır.