Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

490 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Aradan yıllar geçtikten sonra Pamuk önyargımı yıkıp eserlerini 2020 itibariyle okumaya başladım. 3 aydır Pamuk okumalarıma ara vermiştim ama sahalara Kafamda Bir Tuhaflık ile döndüm :) Kitabı okuyan arkadaşlarımdan bu kitaba başladığımı duyunca üçü "Ah Canım Mevlüt..." diye aynı tepkiyi verdi. Kitabı bugün bitirince ben de onların niye ah canım Mevlüt dediklerini çok iyi anladım. Ah canım Mevlüt... Pamuk bu eserini hem aşk hem bir destan olarak sınıflamaktadır. Nitekim eser muhteşem. Adı ister aşk ister destan olsun... Mevlüt'ün ve İstanbul'un hikayesi. Mevlüt ana karakterimiz ama tabiki onu besleyen birçok yan karakter de var. Kafamda Bir Tuhaflık İstanbul’da çoğalan gecekondu mahallelerindeki yaşamı sevgili Mevlüt'ün gözünden anlatır. Mevlüt 1969 yılında , bir çocuk olarak geldiği şehrin sokaklarında çalışarak büyür.2012 yılına kadar gelir kurgu. Biz okurlar da onun büyüdüğüne, yaşadığına tanıklık ederiz. Mevlüt, hiç değişmeyeceğini sandığı İstanbul'un tüm değişimlerine ve zıtlıklarına tanık olur. Biz de onun hayatına bağlı kalarak tüm İstanbul'u ve ülkenin geçirdiği siyasi değişimin bireyler üzerindeki etkisini de görürüz.Örneğin siyasi olayların eksik olmadığı Gazi Mahallesinin nasıl bir yapıyla oluştuğu da çok iyi aktarılıyor. Eser yakın tarihimize bir ayna tutarken toplumda oluşan değişimleri de aktardığı için Kafamda Bir Tuhaflık aynı zamanda sosyolojik özellikler de gösterir. Gerçi Nişantaşı'da büyümüş Orhan Pamuk'un nasıl böyle kenar mahalleleri anlattığı merak edilmiş ama kendisi de asistanları vasıtasıyla da uzun yıllar inceleme yapmıştır. 9 yıl yazım aşaması olduğu bilinir. Eserin diğer farklı özelliği ise romanda bahsi geçen herkese söz hakkı vermesidir.Her kahramanı yeri geldikçe kahraman bakış açısıyla aklından geçenleri dile getirir.Bu anlamda üst kurmaca tekniğini kullanmış dersek yanlış olmaz sanırım. Eser amcasının oğlu Korkut’un düğününde ilk kez gördüğü Samiha’nın gözlerine tutulur ancak Samiha’ya göz koyan amcaoğlu Süleyman’ın yanıltması sonucu, mektupları Samiha’nın ablası Rayiha yazmış ve yanlış kızı kaçırdığını çok geç farketmiştir. Bunu Rayiha'ya hissettirmemiş ve onunla evlenmiştir. Bu kısmı bizim ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi'ne benzer. Tabi trajikomik biçimde. Yalnız bundan “hiç pişman olmamıştır”; çünkü Rayiha ile mutlu olmuştur,zorlama bir evlilik olmasını beklediğimiz Rayiha ile birlikteliği tam aksine mutlu bir birliktelikle devam eder. Sonradan Rayiha öldükten sonra Samiha'ya kavuşur ama Rayiha'ya olan muhabbeti hep özlemle anar. Hatırasını saygıyla yad eder canımız Mevlüt'ümüz. Babası hayattayken yoğurtçuluk, bozacılık, sonra da nohutlu, tavuklu pilav satıcılığı, otopark bekçiliği, elektrik tahsildarlığı ve Beyşehir çevresinden gelenlerin dayanışma derneği işletmeciliği gibi birçok iş yapan Mevlüt sayesinde İstanbul'un toplumsal ve kültürel özelliklerini de özellik gözlemliyoruz. İstanbul hızla değişirken değişmeyen tek şey Mevlüt'tür. Bozacı Mevlüt'ü içimizden biri gibi şefkatle seviyorsunuz okudukça. Saflığı, iyi niyetliliği, dürüstlüğü insanlara bakışı hiç değişmez. İstanbul’da yaşayan Beyşehirlilerin ve bölge insanının desteğin kazanmak için bir Korkut ve Süleyman kardeşlerin kurduğu dernekte çalışmaya başlayan Mevlüt,akşamları ise boza satmaya devam eder. Samiha ile evlendikten sonra da Mevlut, gecekondusunu lüks bir daire karşılığında değiştiği halde geliri iyi olduğu halde romanın başından sonuna değin hiç vazgeçmeden boza satmayı sürdürür. Boza sanki Mevlüt’ün varlık nedeni, kişiliğinin sürekliliğinin kanıtı olarak anlatılaştırılır roman boyunca. "Bozayı sattıran satıcının sesidir." s. 277 Yarı karanlık sokaklara doğru "Boozaa" diye bağırırken yalnız perdeleri çekili pencerelere, sıvasız boyasız duvarlara köşelere gizlendiğini sezdiği şeytani köpeklere ve pencerelerinin arkasındaki ailelere değil, kafasının içindeki aleme de seslendiğini hissederdi. S. 295 Mevlüt, otuzundan sonra erkeğin hayatta kurt gibi yalnız olduğunu sokaklardan öğrenmişti. S. 304 'Mesele dua değil,niyettir' dedi Efendi Hazretleri. 'Bozacı, sen son zamanlarda milletin rahatını kaçıracak bir şey yaptın mı?' S. 369 Buldozerin tek bir kepçe vuruşuyla, çocukluğu, yediği yemekler, çalıştığı dersler, kokladığı kokular, horuldayarak uyuyan babasının sesi, yüz binlerce hatıra, her şey bir anda parçalanıp yok olunca gözleri nemlendi. S. 446
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,5bin okunma
··
50 görüntüleme
Gülsen Gürkol okurunun profil resmi
Mevlüt'ün bozayla imtihanı hiç bitmedi 😊
Arzu Polatkan okurunun profil resmi
Nasıl saf, güzel bir adam canım Mevlüt🤗
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.