NASA keşif aracı uzaya gönderilir. Fakat belli bir süre sonra parçalanarak dünyanın çeşitli bölgelerine düşer. Tüm parçalar tek tek aranır, kimi bulunur kimi de kaybolur. Asıl önemli olan parça, yani içinde bir tür mantar organizması olan tank kayıptır. Tanktaki numune araştırma projesinin bir parçasıdır. Okyanusa düşüp kaybolduğunu düşünen ekipler, birkaç yıl sonra kayıp tankın çölün ortasındaki ufak bir köyde olduğunu öğrenir. NASA, iki asker ve bakteriyolog bir kadını bu kasabaya yollayıp kayıp tankı getirmelerini ister. Saatler süren uçak yolculuğundan sonra çölün ortasındaki kasabaya giden bu üç kişi, kapıları açık bırakılmış on dört ev görür. İnsan yoktur. Tank evlerden birinin onünde duruyordur fakat tüm kasaba nereye gitmiştir? Tank, bulunduğu köyden alınıp yeraltının derinliklerinde kilitli bir sandığın içinde, soğuk bir depoda saklanır. Fakat otuz yıl sonra mantar Benzen-X, bulunduğu yerden sızarak yavaş bir şekilde binadaki koridorlara yayılmaya başlar. Yazar o kadar güzel yazmış ki her şeyi, okutmuyor adeta yaşatıyor her kelimesi. Yazarın yapmış olduğu tasvirler tek kelimeyle büyüleciydi. Sanki kitabın içindeydim ve ben de onlarla birlikte büyük bir maceraya atılıyordum. Çevremdeki her şey birden yok oldu. Sadece elimde kitap vardı, bir de anlattıkları. Ustalıkla yazılmış betimlemelerle, eşsiz bir okuma deneyimi yaşatan sıradışı kurgusuyla, okuyanı merakta bırakan anlatımıyla şahane bir kitaptı Soğuk Depo. Üstelik esprili dili sayesinde keyifli saatler geçirmemi sağladı. Kitabın tek kusuru, binada çalışan güvenlik görevlerinin özel hayatlarını yazarken ayarı biraz fazla kaçırmış. Olsun, kitabın güzelliğini gölgeleyecek kadar rahatsız edici değildi bu. Uzun zamandır bu kadar keyifli saatler geçirmemi sağlayan bir bilim kurgu okumamıştım.

Soğuk DepoDavid Koepp · Salon Yayınları · 202161 okunma

·

113 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nuray Takaz Durmuş