Yazarlar Nasıl Okuyorlar - 7
6) Başka düşünce ve önerileriniz var mı?
(Rasim Özdenören)
6. Şimdi buradan amacımızı nasıl belirleyebileceğimiz sorusu ortaya çıkıyor.
Bu amaç bazan kısa vadeli olabilir.
Diyelim ki, kafanıza takılmış bir mesele vardır, ona bir çözüm, bir açıklama, bir betimleme bulmak istiyorsunuz; bu sizin amacınızı oluşturabilir.
Veya daha uzun vadeli bir amacın arkasına düşmüş olabilirsiniz, belli bir alanda derinleşme ihtiyacını duymuş olabilirsiniz.
Bu da önünüze bir hedef koyabilmeniz için yeterli olabilir.
Fakat bunların dışında, okumanın, kendi içinde bir amacı olmalı.
Şimdi söylediğimiz dar çerçeveli amaçları da içeren daha kapsamlı bir amaç olmalı. O nedir?
İşte o amaç bizatihi okuma'nın kendisidir.
Şunu anlatmak istiyorum:
Cenab-ı Allah, Rasulü (s.a) aracılığıyla insana oku buyruğunu indirdiğinde, bu buyruktan, bizim neyi anlamamızı istiyordu?
Bu buyruğun Ümmi bir insana (s.a.v) indirildiğini gözönünde bulundurursak, buradaki okumanın hiç de kitap okumak gibisinden dar bir amaç ve hedefle sınırlanmamış olduğunu anlayabiliriz.
Allah'ın ayetlerinin okunması demek, evrenin, insanın, karıncanın ve bir virüsün birer ayet olduğunu fehmetmemiz anlamına gelir.
Allah'ın ayetlerinin sadece Kuran'la kısıtlanmamış olduğunu düşünmeye doğru yol alırız.
Böylece bizzat Kur'anın kendisinin bize açılabilmesini yoklamaya doğru bir teşebbüs içine girmiş oluruz.
İşte okumaya bu geniş anlamı içinde bakınca, okuduğumuz her şey bizi hayret'e sürükler.
Her hayret bizi başka okumalara götürür.
Her başka okuma da, bizim, Kur'anı daha iyi anlamamızı sağlayacak yeni bir adım atmamıza yol açar.
Böylece insan kendisini sınırsız bir alanın ortasında bulur ve o noktada yeniden amacını belirlemek zorunluluğunu hisseder, yeniden kendi sınırlılığını, aczini hissederek okumasına da bir sınır (bir amaç) belirleme durumuyla karşılaşır.
Böyle bir insanın okuyacağı her şey ona hizmet sağlar.
Böylece belki "faydasız ilim"den Allah'a sığınmanın ne olduğuna da akıl erdirmeye başlar. Belki "faydasızt ilmin" bizim kendimize faydalı kılamadığımız bir ilim olduğu açığa çıkar.
Ama bunu, herkes, kendi okuma'sının neticesinde bizzat kendisi keşfetmelidir.
Ancak bu keşif, kendisini okumaya açık tutanlara müyesser olur.
Bu, önümüze sarmal bir kombinezon tablosu çıkarır: Okudukça daha çok okumak, daha çok okudukça daha çok anlamak, daha çok anladıkça da yine okumaya dönmek... Bu artık, yalnızca kitap okumaktan ibaret kalan bir faaliyet değildir; ama başlangıcını kitap okuma oluşturur.
Sayfa 115-117
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.