Bilgi Bilinci adıyla yayımlanan bu kitapta ilk önce "Bilgi Kavramı" işlenmekte, daha sonra niçin, nasıl ve ne okumalı türünden sorulara cevaplar verilmeye çalışılmaktadır. Yazarın bazı konularda söyledikleri dikkatimi çekti : Bunlardan ilki bilgi çağı hakkında. Bu çağın bilgi yığını haline geldiğini ancak bunların hikmete dayalı bir bilgi olmadığını vurgulamaktadır. Bilgi konusunda bilginin arttıkça takvanın da artacağını söylemekte, bilginin amele dönüşmesi/dönüştürülmesi gerektiğini ısrarla belirtmektedir. Dinimizi anlamak için kitaba dayanmamız gerektiğini, buna dayanmayan dindarlığın sahih bir şekilde olmayacağını söylemektedir. Türkiye'de okuma yazma seferberliğinin ciddi bir okur kitlesi oluşturmadığını, bunun amacının kendi ideolojisine yerleştirmek için olduğunu açıklamaktadır. Okumanın çok önemli olduğu kadar, neyin okunduğunun da bunun kadar, hatta bundan daha önemli olduğunu belirten yazar, "çarpık kitapseverlik" başlığıyla herhangi bir bilgi ve bilinç vermeyen, edebiyattan ve sanattan uzak, popüler kitapların okunması ve satılmasının sebeplerinden birinin de kendini geliştirmek istemeyen ve bilinçli olmayan okuyucuya bağlamaktadır, ki bu konuda yazarın haksız olduğunu düşünmüyorum. Yazarlar Nasıl Okuyorlar başlığı altında farklı alanda yazan 5 yazara belli sorular ve cevaplar içeren bölümü çok beğendiğimi söylemeliyim, ki beğendiğim yerleri paylaşmıştım. Ne Okumalı başlığı altında yazar, sadece İslamcı yazarların okunması gerektiği, diğerlerinin sırf ibret için ve onlara cevap vermek için okunması gerektiği tarzındaki fikrine kesinlikle katılmıyorum. Bilinçli bir okuyucunun ve altyapısı az çok oluşmuş biri, elbette belli bir disiplin ve sistem içinde okuma yapmalı ama, yazarları belli bir şekilde kategorize etmenin ve onları etiketlemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Nereden Başlamalı başlığı altında Kur'an, Tefsir, Hadis, Siyer, Akaid ve edebi eserler hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Burada özellikle meal okumanın iyi olduğu, ancak tek başına yeterli gelmeyeceği, detaylı bilgi ve ciddi bir anlama faaliyeti için tefsirlere başvurulması gerektiğini belirtmesi, makul bir tutum olarak geldi bana. Edebi eserler hakkında ise sadece bunları okumanın yanlış olduğunu, yine sadece düşünce kitapları okumanın da yanlış olduğunu, doğru olanın ikisini harmanlamak ve beraber götürmek olduğunu açıkça belirtmektedir. Bence de bu, çok önemli bir konudur ve ilahiyattayken de hocalarımız bu tavsiyeyi çoğu kere tekrar etmişlerdir. Ansiklopedi furyası ile ilgili olarak gazetelerin sırf tiraj artırmak için bunu yaptığını, bunların çoğunun israf dışında bir işe yaramadığını belirtmektedir. Gazete ile ilgili olarak da günlük gazetenin büyük bir israf olduğunu, gün aşırı olarak çıkarılsa daha iyi olacağını söylemektedir. Gazetelerin kupon vb. kampanyalarla artan tirajlarının yanıltıcı olduğunu, Türkiye'de ciddi bir gazete okur kitlesinin olmadığını, bunun çok düşük olduğunu söylemektedir. Velhasıl, bilgi bilincine doğru bir adım daha atmak için söz konusu kitabı tavsiye ediyorum. Bu kitaptan yaptığım alıntıları bir arada görmek için tıklayınız: medium.com/t%C3%BCrkiye/ki...

Bilgi BilinciEkrem Sağıroğlu · Denge Yayınları · 200550 okunma

·

63 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.