Gönderi

Kral sordu: "Söyle bana büyükbaba, başka yerden satın aldığınız olur muydu, yoksa sırf kendiniz mi yetiştirirdiniz?" Yaşlı adam gülümsedi. "Benim zamanımda," dedi yaşlı adam, "ekmek satın almak ya da satmak gibi bir günah kimsenin aklından bile geçmezdi. Para diye bir şey de bilmezdik. Herkesin buğdayı kendisine yeterdi." "O halde söyle bana," dedi Kral, "tarlan neredeydi ve bu büyüklükteki buğdayları nerede yetiştiriyordun?" Büyükbaba cevap verdi: "Tarlam Tanrı'nın bütün topraklarıydı. Nereyi sürersem orası benim tarlamdı. Toprak bedavaydı. Hiç kimsenin sahiplenmediği bir şeydi. İnsanlar bir tek kendi emeklerini sahiplenirlerdi." "İki soruma daha cevap ver" dedi Kral. "İlki, toprak niçin o zamanlar böyle buğday veriyordu da artık vermiyor? İkincisi, nasıl oluyor da torunun iki koltuk değneğiyle, oğlun bir koltuk değneğiyle yürürken sen kendin hiç değneksiz yürüyebiliyorsun? Gözlerin parlak, dişlerin sağlam; söylediklerin anlasılıyor ve kulağa hoş geliyor. Nasıl oluyor bu böyle? Ve yaşlı adam cevap verdi: "Böyle oluyor, çünkü insanlar kendi çalıştıklarıyla yaşamayı bıraktılar ve başkalarının emeğine muhtaç duruma geldiler. Eskiden insanlar Tanrı'nın kanunlarına göre yaşıyorlardı. Kendilerinin olanla yetiniyor, başkalarının ürettiklerine göz dikmiyorlardı."
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.