Gönderi

48 syf.
·
Puan vermedi
Çöküş
Dergi okurken kendimi çok iyi hissediyorum. Böyle sanki bana bambaşka bir bakış açısı kazandırıyormuş gibi hissettiriyor. Bu derginin kapağında Cem Karaca vardı. Onunla ilgili bazı bilgiler edinmekten zevk duydum okurken. Ama şöyle bir genel anlamda dergiye baktığınızda en çokta bu ülkenin toplumsal yapısından haberdar ediyor sayfalar sizi. Savaşlar,ekonomik krizler, darbeler, sürekli değişen iktidarlar ve bunların sonucunda her yerinizden sancı giriyormuşçasına hissettiğiniz buhran ve çöküş milletin çöküşü. Gecekonduların, rezidansların, kapalının açığın, kadının erkeğin, hayalperestliğin gerçeğin, hep bunların arasındaki çatışmanın tazelenmesiyle hiç eskimemesiyle ve metrelerce derinlikte düşüncelerde yer edinmesiyle oluşuyor bu dengesizlik. Kalıplaşıyor ve aileden çocuklara yeni nesillere devam ettiriliyor. Toplumsal manevi çöküş burada başlıyor işte. Kötülük ve sansasyonel düşünceler o kadar kolay aktarılıp o kadar peşin hüküm verilerek aktarılıyor ki bunun hızına yetişip normal gündelik daha güzel şeyler konuşabileceğiniz insanları bulmakta zorlanıyorsunuz. Çünkü herkes robot gibi ve hep o kalıplaşmış düşünceleri konuşuyorlar o sağcı bu solcu, şu açık kesin yollu, şu kapalı kesin dindar, o erkektir yapar, o kadındır erkeklere göre zayıf yapamaz, gibi saçma sapan düşünceleri sürekli ağzımıza sakız edip birbirimizi sınıflandırarak aslında ne kadar da çok birbirimizi kırdığımızı ve yıprattığımızın farkına varmıyoruz çoğu zaman. "Kalabalıkların aklı yoktur"işte bu yüzden çok güzel bir kapak oluyor toplumsal çöküş dediğimiz tencereye.
Masa Dergisi - Sayı 46 (Aralık 2020)
Masa Dergisi - Sayı 46 (Aralık 2020)Masa Dergisi · Masa Dergi · 2020294 okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.