Gönderi

"Ben milletin ateşli külü üzerine oturdum... Taht-ı saltanatın kuş tüyünden minderleri üzerine oturup gömülmedim... Bunlardan kimseye bahsedilmiyor, millete de bilgi verilmiyor... Elbette bir gün tarih bu gerçekleri yazar. Siz, eminim olduğunuz için bunları mahremane olarak yalnız size söylüyorum... Vakıa, merhum biraderde dahili bir kuvve-i galibenin taht-ı tazyikindeydi. Lakin ben onun kat kat üzerinde olarak dretnotları ile donatılmış bir kuvvet karşısında bulunuyorum. Eğer akilane, bigarezane ve bitarafane idare-i edecek bir halefim olsaydı, ömrümün devr-i ahirinde bu bâr-ı azimi, vallahi, billahi ve tallahi kabul etmezdim! Tath-ı saltanat ile teneşir arasında ne kadar mesafe olduğunu bilirim!.. Siz de gözünüzle gördünüz, bir tarafta taht, bir tarafta tabut duruyordu!.."
Sayfa 86
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.