Yanlış hatırlamıyorsam lise yıllarında okuduğum bir kitaptı.Olay Danimarka'da geçiyordu galiba.Hatta bu sayede İsveç ve Norveç'in aynı para birimini yani Kron'u kullandığını anlamıştım.Kitabı okuma sebebim '100 Temel Eser' kapsamına alınmış olmasıydı ve devlet yurdunda yer yer aç kalmış olmamdı :) Ayrıca psikoloji ile ilgili oluşumun da etkisi oldu. Kitaba gelecek olursak Andreas yazarlık yaparak geçimini sağlayan bir adamdı.Zaman zaman açlıktan portakal kabuklarıyla ve parmağını emerek doymaya çalışmaşı açlığın psikolojik tesirlerini;ayrıca uzun süre aç kaldıktan sonra bulduğu et yemeğini dahi midesinin tutmaması da fizyolojik tesirlerini gözler önüne sermiştir.Bununla birlikte Andreas'ın çektiği tüm sefalet ve açlığa rağmen sırf bir şeyler okumak için yerlerde takvim yaprakları araması mütecessis ve müteşebbis kişiliğinin orjinalliğiyle dikkatimi çekmiş,gözlerimi doldurmuştur.Tıpkı 'Cemil Meriç'e kitap okumaya devam ederse gözlerini kaybedeceğini söylemelerine rağmen 'Meriç'in okumaktan vazgeçmemesi ve sonunda gözlerini kaybetmesi gibi trajedik,bir o kadar da örnek teşkil ediciydi. Okuduktan sonra bende kısa süreli aç kalma istekleri ve kendi bedenimde deneyler yapma istekleri uyandı.Her yemek yiyişimde dışarıda onlarca aç insan olduğunu düşünerek kısa süreli duygu-durum bozukluklarına yakalandım.Gelki DSM-4 ve DSM-5 buna hastalık teşhisi koysa da ben aslında böyle olmadığını bunun sadece vicdani bir çırpınışın teessürü olduğunu düşünüyorum ve empati sürecime ergenlik zamanımda büyük bir katkı sağladığını düşünyürum.Andreas'ın midesindeki sancıyı kendi midenizde duymak istiyor ve acısını paylaşmak istiyorsanız mutlaka okumalısınız.Hele de psikoloji ile ilgiliyseniz,insan acılarına duyarlıysanız.Herkese hayırlı iftarlar :)

AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728bin okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ahmet Y