Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

475 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Venüs rolü ile tiyatro sahnesine çıkan Nana güzelliğini tüm Paris’e tanıtma fırsatını buluyor. Nana’nın sosyal çürüyüşün mayasını taşıdığından habersiz olan hayranları, Nana’nın güzelliği karşısında zehirlenmeye başlıyor. Nana ise kendisine aşık olan erkeklerin kimisini canından ederken, kimisini de malından ediyor. Natüralizm akımının öncüsü Fransız yazar Emile Zola, bu eserinde gerçek hayatta barda tanıştığı Nana adındaki kadının hayatını anlatıyor. 19. yy Fransa’sının ahlaki yönden kokuşmuşluğunu sınıf ayrımı yapmaksızın, bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Emile Zola, gazetede “İtham Ediyorum” başlığı ile gazetenin 1. Sayfasından kendi ülkesinin ordusunu suçlayarak Dreyfus davasının fitilini ateşliyor. Sivri dilli olmasıyla tanınan yazar, Fransızlar tarafından zaman zaman hain, zaman zaman kahraman olarak ilan ediliyor. Ülkesindeki birçok olaya muhalefet olan yazar, kendisine karşı açılan onca davaya karşı gerçekleri yazmaktan hiçbir zaman vazgeçmiyor. Roman ilk 150 sayfadan sonra açılmaya başlıyor ve buraya kadar sabreden okuyucuyu müthiş bir eser bekliyor. Uzun betimlemeleri ve karakter zenginliği ile birbirine karışan isimleri yorabilir, konu ve işleniş şekli ahlaki kriterlerimize uymayabilir. Ancak; tasvirlerin gerçekçiliği ile betimlenen kokuların adeta kokusunu alıyor ve mekanların içini görmüş kadar oluyoruz. #herayınbiriklasik 70 kişilk bir grupla okuduğumuz Nana’ya çoğunlukla kızdık, zaman zaman acıdık ve bazen de hak verdik. Aramızdan ilk 150 sayfanın içindeyken dayanamayıp kitabı yarım bırakanlar da oldu. Bu yüzden kendim çok sevmiş olsam da herkese hitap edebilecek bir eser olmadığı konusunda uyarmam gerek.
Nana
NanaEmile Zola · Engin Yayıncılık · 20154,330 okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.