Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

548 syf.
·
Puan vermedi
Cümleme Saygı değer Zülfü Livaneli ile başlamak gereksinimi hissetme sebebi.. Yaşadığımız dönemde, bizden önce sanatı için sürgün edilmiş , başka diyarlara göç etmiş, sürgün yemiş , hayatını sanata adamış ve sonunda hüsranla veda ettiğimiz ve hala hüzünle andığımız yazarlar , şairler vardır ve biz o kişileri saygıyla özlemle anarız .. Livaneli onlardan biri ve yaşayan efsane sanatkardır.. Kıymeti , aklı , sağduyusu , herkes tarafından örnek alınmalıdır .. Sanata aşıktır .. Kendisi içimdeki sonsuz aydınlığın sebeplerinden biridir.. Bu kitap onu tanıyanların değil , tanımayanların ve yanlış tanıyanların okuması gereken bir kitaptır . Nasıl daha dürüst biyografi yazılır ki? Aklımda kalan yaşadığı bir kaç anıyı yazmak istiyorum.. Annesinin hayatında etkileyici bir dokunuşu olmamış ama saygıyla anıyor kendisini. Babasının dürüstlük abidesi bir savcı olması..Babaannesinin Aydın bir kadın olmasının kendisinde oluşturduğu karakteristik özellikler..Kızı Aylin doğduğundan beri kendisiyle beraber o dönemin politik kargaşasında her yere sürüklenmiştir .. Maddi sıkıntılara rağmen sanatını hep icra etmeye çalışmasından çok etkilendim.. Müzik çalışmaları yapıyor , Türkiye’de olmamasına rağmen , kendisi kazanamazken adını kullanıp konser yapanlar bile vardır .. Çoğu zaman parasız kalmıştır , üstüne basa basa yazmıştır da.. Tutuklanıp cezaevine gönderildiği günler .. Türkiye’nin içinde bulunduğu çıkmaz durum Livaneli’nin neden olduğunu bilmediği bir şekilde sürekli gözaltı kararı ile karşısına çıkmıştır .. Okul sonrasında ilk yaptığı iş Trabzon’da bir ilaç firmasında çalışmasıdır.. Katıldığı gruplar , sohbet ettiği gruplar , gittiği dernekler , sosyalist bir tavrı olması onun karşısına işini kaybetmesine kadar çıkmıştır . Yayınevi açıp kitap satış işinde de bulunmuştur . Bu koşturmacalı sanat icra etme savaşına gelin de hayran olmayın .. yılmıyor .. müzik ile uzun yıllar uğraşıyor .. İsveç’ de, Yunanistan’da uzun yıllar çalışmalar yapıyor.. Film müzikleri çok beğeniliyor .. Her ülkenin sanatçıları ile bir araya geliyor .. Bizim ülkemizde hiç bir suçu olmadan çalıştırdığı yayın evi kapatılarak hapisde kalırken , başka yerlerde taktirle alkışlanıyor.. Yunan şarkıcı ile uzun süre konserler veriyor.. Ajan , vatan haini diye suçlandığı zamanları bile öyle bir naiflikle anlatmış ki .. Hani “ sen kendini biliyorsan kimin ne söylediğinin ne önemi var “ cümlesinin vücut bulmuş hali kendisi.. Finlandiyalı bir gazeteciye Livaneli’nin verdiği bir cevap var ki , hayranlıkla okuyacaksınız. Sovyetler Birliği başkanı Gorbaçov ile görüşmesi beni etkiledi.. İkili ilişkileri ileri seviyeye o kadar taşınmış ki , Gorbaçov’un kararlarına bile etki edebildiğini Livaneli sonradan öğreniyor .. Hatta o dönem haber olarak Livaneli’den aldığı fikirleri söylüyor. Film için Erzincan’da bir Alevi köyünü seçmesi , oradaki insanların samimiyetini , zor şartlar altında heyecanla çekim yapmaya çalışmasını da keyifle okudum . Siyasete giriş macerası da öylesine değil.. gazetede yazı yazarken ölüm orucu tutanları ziyaret edip , devletle görüşmeler yapıp orta yolu bulmaya çalışmasıyla başlıyor .. Her yerde ,gittiği konserlerde , katıldığı tv programlarında herkes sorumluluğu olduğunu hatırlatıyordu.kendini borçlu hissettiği için artık bu siyasete girmeliydi. İstanbul Büyükşehir için adaylığını koydu ancak onu yok etmek isteyen çevrenin sesi hiç susmadı , İsveç karakolunda tutuklu resimlerinin servis edilmesi , Atina’da çıkan olaylara destek gibi gösterilmesi gibi olaylar ile oy almaması için ne gerekiyorsa yapıldı . Seçimin kazanılması kesin gözüyle bakılan Livaneli kazanamadı. Elia Kazan ile olan dostluğunu dinlerken de keyif alacaksınız. Bu arada bir dönem Paris’te kalıyor ve eserlerini üretmeye orada devam ederken dışlanmamak için adını değiştiriyor ve kullandığı isim ve eserler Livaneli’nin önüne geçiyor. Kısacası Livaneli’yi tanımak isteyen , tanıyıp daha da iyi öğrenmek isteyen herkes bu hayatı okumalı .. *Çünkü bu ülkede sanatla, kitapla , kültürle ilgilenen ve daha güzel , daha adil bir dünya yaratmak isteyen milyonlarca kişi , sürek avlarıyla sistemli olarak yok edildi , tutuklandı , hayatın dışına sürüldü. *Sağ olsun uçan kuşlar Çiçeğe durmuş ağaç Yaşasın sevdalılar Sevdalım hayat *Karanlıktan güçlüydü hep aydınlık Uzakta parlayan sımsıcak ışık Şiir sana tutkun sen ona aşık Kendi yüreğinle yarışırdın sen *Kitaplar yoluyla uygulanan bir anesteziden haberi yoktu. *Okullarda tek boyutlu insan yetiştirme programı , hayatı anlamayan ,değişik disiplinleri kavramadan , vida gibi hep aynı noktada dönüp duran bireyler yaratıyor . *Bir gün çok bunalırsan denizin dibinde , yosunlara takılmış gibi soluksuz .. Sakın unutma gökyüzüne bakmayı Gökyüzü senindir , gökyüzü herkesindir .. *İnsan kendini seçmeliydi. *O dönemde bilmediğimiz şey , sosyalizmin , ilkelliği aşmaya yetmeyeceği idi. Hiçbir ideoloji bir toplumda mevcut olan ilkellik ve şiddeti ortadan kaldıramazdı. *Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya .. *Dünyayı güzellik kurtaracak , bir insanı sevmekle başlayacak her şey *Hayatımın hiçbir döneminde ,kazanmış olduğum kalelerin güvenli duvarları arkasına saklanıp kendimi korumayı istemedim . Hep yeni risklere atıldım . *Benim gözümde Sovyet totalitarizmine karşı koyan bu yiğit insanlar ile Nazi Almanya’sına karşı direnen aydınlar arasında fark yoktur . Çünkü baskı baskıdır , zulüm zulümdür ve bunun ideolojik ayrımı yapılamaz. *İnsan yaşamında bazı dönemler vardır: içinde yaşarken de önemli olduğunu hissedersiniz ama yıllar geçtikçe bu önem daha da artar . Sizden bağımsızlaşır .Size ait bir anı olmaktan çıkar ve kendi tarihini yaratır . *Duyarlı olmayı duygusallığa yeğlemişimdir. Duyguları sonuna kadar irdeleyen biçimler bana göre değil. Bir duygu birikiminin buzdağının üstte kalan bölümü gibi duyurulmasını ve gerisinin izleyici - okuyucunun düş gücüne bırakılmasını seviyorum . Sanatta ve yaşamda alçakgönüllülük kadar büyük bir erdem yok! *Çünkü hiç kavgaları ve sevdaları olmadı. *Hayata karşı yanlış yapanın , dürüstlüğe , onura ,insanlığa karşı gelenin belki bir süre başarı kazandığı ama uzun dönemde kaybetmeye mahkum olduğu . *”Sakın üzülme “ diyor . “Beni dinle ve sakın üzülme ! Bunun yerine iyice kız, şöyle dolu dolu öfkelen ama üzülme . Üzülürsen çürürsün . Kızmqk sağlıklıdır. Ben hep öyle yaptım ve öfke beni ayakta tuttu.” *Başkalarına yararı dokunacak şeylerin , en önemli hazine olduğunu öğrendim . *Şöhret ve mutluluğun ateşle kar gibi olduğunu öğrendim . Biri ötekini azaltıyor ya da yok ediyor. *Gerçek başarının bir yan ürün olduğunu öğrendim. Başarıyı hedeflerseniz onu kazanmıyor , unutup da kendinizi iyi bir iş yapmaya adarsanız geldiğini görüyorsunuz . *En iyi yaşam biçiminin düşman yaratmadan yaşamak olduğunu öğrendim . Sonunda onlarla başedebiliyorsunuz ama ömrünüz paçalarınıza dolananları kovalamakla geçiyor . *Büyük sanatçıların sadece kendi yaratısıyla uğraştığını , kimseyi kıskanmadığını gördüm . *Dünyayı değiştirmenin ne kadar zor olduğunu öğrendim . *İnsanların benim bir zamanlar düşündüğümden daha kötü olduğuna karar verdim . *İnsanoğlunu bu kadar çılgın bir tür haline getiren ve birbirini kıymaya götüren itkinin, öleceğini bilen tek canlı olmasından kaynaklandığını öğrendim. *Bilgeliğin bilgiden çok daha önemli olduğunu yüreğimin derinliklerinde duydum . *Dünyanın genelinde sanat diye bir sığınma limanı olmasaydı, intihar edebileceğimi hissettim. *Sonunda “ben” dediğim varlığın , kozmik sonsuzlukta bir an yanıp sönen bir ateş böceği bile olmadığını öğrendim ...
Sevdalım Hayat
Sevdalım HayatZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20124,349 okunma
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.