Gönderi

Geçmişten gelen kitap
Uykusuzluktan kafam karıncalanıyor, yatsam zaten zart diye uyurum. Ama okumak en güzel alışkanlık olduğu için kendimi yatarken kitap okumaya alıştırdım küçükken. O yüzden yatağa mutlaka bir kitapla girerim. Sonra iki üç cümle okuyamadan uyurum,sonra genelde seksen kiloluk vücudumla ezerim o kitabı gecenin ilerleyen saatlerinde. Bazen sabah uyandığımda bir bakarım ki kitap ikiye, üçe katlanmış. Sabah kalktığımda dünya yazarlarının en seçkin eserlerinden biriyle göz göze gelirim bazen. Yıpranmış, hırpalanmış. Sanki gece kitap bana “Bu yaptığımız yanlış." demiş de, ben de kulağına "Kendini bana bırak,” diye fısıldamışım gibi. Sonra eş dost meclislerinde konu edebiyattan açılınca konuya iştirak ederim,“Yani o yazarın daha güzel kitapları da var aslında, sadece o dediğin kitabıyla yargılamak doğru değil bence" gibi seviyeli cümleler kurarım. Kimseler bilmez benim o sözünü ettiğim yazarın kitaplarını ne hale getirdiğimi; kitabı okurken ne derece bir fiziksel temas kurduğumu.Bilseler belki "Eheh o senin özelin,biz o kadarını bilemeyiz," falan diye şakalar yaparlar, dediklerimi ciddiye almazlar.
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.