Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

114 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Pulbiber Mahallesi Kitap İncelemesi
Herkese merhaba! Son yapmış olduğum inceleme & özet yazımdan bu yana iki kitap daha okudum ama bir türlü inceleme & özet yazmaya vakit bulamadım. Gün içerisinde sürekli kardeşlerimle ilgilendiğim için ve aynı anda KPSS ve Almanca çalışıp bir yandan da kitap okumaya çalışınca gün nasıl bitiyor anlamıyorum. Bir önceki cümleyi yazarken bile zorlandım… İlerde bu yorumlarımı okuduğumda geçmişte nasıl durumda olduğumu hatırlamam için yazıyorum böyle detayları İlk olarak Didem Madak’ın Pulbiber Mahallesi kitabıyla başlayacağım. Geçen sene Madak’ın Ah’lar Ağacı kitabını okumuştum, şairin yazdığı gibi kafiyesiz şiirlere alışık değildim geçen seneden önce. Çok anlamsız, kuru ve aykırı gelirlerdi. Madak ile tanıştıktan sonra bu yargımdan eser kalmadı. Tabii Küçük İskender’in dilinin etkisini de unutmamak lazım… Neredeyse her şiirinde illa altını çizeceğim, kalbime dokunan veya beni güldürürken düşündüren dizeleri oluyor Madak’ın. İnceleme & özetime şairin Ah’lar Ağacı kitabından kısa bir alıntıyla başlayıp, Pulbiber Mahallesi kitabından bir alıntıyla bitirmek isterim. “Anlatarak bitiyorum hayatımı Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat Bir çiçek çizdim bu akşam avcuma Ismini her şey koydum. Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım Yıldızlı bir gecenin.” Şiirlerin pek incelenecek bir yanı yoktur bana göre. Ben genelde şiirlerin içinde şairlerin kimliğini tanımayı isterim ve çok severim. Bu ilgim Madak’ın Pulbiber Mahallesi kitabıyla daha da yoğunlaştı. Öncesinde Madak’ın hayatını detaylıca hiç araştırmamıştım ama bu kitabındaki şiirlerinde hüzün, eksiklik, anne özlemiyle karşılaşınca bunun nedenini anlamak ve şiirlerini kendimle daha iyi özdeşleştirmek adına şairin hayatını araştırdım detaylıca. Kitabın sonunda da Madak’ın arkadaşı sayın Müjde Bilir’in Madak’ın ve onun hayatı hakkında kısa bir bilgilendirme metni vardı. Bu metin de aydınlanmamı sağladı. Madak küçük yaşta annesini beyin kanserinden kaybetmiş, genç yaşta bir evlilik yapmış, maddi zorluklar yüzünden okulu bırakmak zorunda kalmış bir şairdir. Böyle birkaç cümleye sığdırmak kolay geliyor ama Madak bunca yaşadıklarını 41 seneye sığdırmış. İlk evliliğinden boşandıktan sonra Hukuk Fakültesine devam eden Madak, mezun olup avukatlığa başladığında ikinci bir evlilik yapmış. Bu evlilikten Füsun isminde bir kızı olmuş. Pulbiber Mahallesi kitabındaki şiirlerinde “Füsun” ismini çok kullanıyordu ama kitap 2007 yılında basılmıştı, kızı ise 2008 yılında doğmuştu. Hayatını araştırmadan önce bu bilgi kafamda dönüp duruyordu ama bir türlü oturtamamıştım. Meğer Madak’ın çocukluğunda beyin kanserinden kaybettiği annesinin ismi de “Füsun”muş. Bunu öğrendikten sonra şiirlerine daha bir duygusal açıyla yaklaştım. Ayrıca Madak’ın da bu hayata bağırsak kanseri yüzünden veda ettiğini öğrendiğimde de çok üzüldüm. Bazen anlayamadığım kadar yoğun dizeler, kelimeler kullanmış Didem Madak. Kitaptan 10 sayfa okuyup bıraktığımda bir süre düşünürdüm “Acaba burada ne demek istedi?” diye. Örneğin bu kitabında bahsettiği Zena isimli karakter aslında kadın hapishane mahkumlarının o dönemin TV dizisindeki en çok sevdikleri karakterin adıymış. Altbilgi olarak verilmişti, ben de dolayısıyla Zena’yı bir insan olarak düşünmüştüm birkaç şiir boyunca. Sonradan fark ettim ki aslında şiirlerinde bahsettiği kedinin adıymış Zena. Bunun gibi sonradan fark ettiğim birçok detay vardı kitapta. Kısacası okurken kendi içinde yaşadığınız dünyayı kapının ardında bırakmanız gereken kitaplar Didem Madak’ın kitapları. Bol bol düşüneceğiniz, arada sırada beyninizden gelen yanık kokularını alabileceğiniz (tabi eğer benim gibi bu tür şiirlere alışık değilseniz), hayatın çıplak gerçekliklerine gülebileceğiniz, mutlaka en az bir tanesini kitaplığınızda bulundurmanız gereken kitaplar. Bir sonraki okuyacağım Didem Madak kitabı, şairin ilk ve benim okuyabileceğim son kitabı olan “Grapon Kağıtları” olacak. Kısa bir alıntıyla incelememi bitiriyorum, okuduğunuz için teşekkür ederim! “Bir yığın kaza anılarım vardı. Gözlerim durmadan batıyordu kazayla Titanik değildi, balıkçı sandalı en fazla Lenslerimi çıkarıp kendimi taktım. Şimdi daha iyiydi, sanki halktan biriymişim gibi. 2.75 miyoptum ve çizdirmeye de hiç niyetim yoktu. Göz görmeyince gönül katlanırdı insanlığa doğru.”
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,2bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.