Selam Olsun Her Devrin Spartakus'üne, Don Kişot'una“Aslanlar kendi tarihlerini yazana dek, av hikayeleri hep avcıları övecektir”
Roma, Pers, Bizans, Abbasiler ,Osmanlı, Selçuklu.................. benzeri tarihe damgasını vurmuş devletleri bir çoğumuz biliriz. Ama tarihin kayıp sayfalarında isimleri unutulmuş insanların hikayesini bilmeyiz. Çünkü kitaplar aynı heyecanla yazmazlar kaybedenlerin hikayesini...
Tarih daha çok kazananların gözünden yazılmıştır, dün, bugün ve yarın..
Ben sizlere bugün tarihin tozlu sayfalarında pek bilinmeyen döneminin muhteşem kaybedeni –bir anlamda döneminin Don Kişot’u- BÂBEK HÛRREMİ’den bahsedeceğim.
IX. Yüzyıl Abbasi Devletinin en parlak olduğu yıllardayız. Büyük Abbasi Halifesi Harun Reşit ve sonrasında oğulları Mêmun ve Mûtasım yılları...
İslam İmparatorluğu dört bir yanda kendi iktidarını kurma derdindedir. Kendi dini, kültürel yaşamınıbölgede yaşayan halklara dayatmaktadır. “Ateş ülkesi” Azerbaycan ve civarında işi kolay olmayacaktır.
Zerdüşt, Mazdek inancın devamı Hûrremiler İslam devletinin dayatmalarına karşı dağlara sığınır. Bâbek Hûrremi önderliğinde 22 yıl sürecek olan bir dizi isyanlara girişirler.
Azeri, Fars, Kürt, Türk, Ermeni halkları vergi başta olmak üzere devletin her türlü dayatmalarına karşı çareyi Babek’e destek olmakta bulurlar. ( Bu nedenle Babek hangi millete mensup olduğu bugünde tartışmalıdır. Böyle bir yiğidi her millet kendi hanesine yazmaya çalışır.)
Yurt Yayınlarından çıkan ALAMUT adlı eseri okumayan en azından duymayan yoktur. BABEK romanı da o tarzda kaleme alınmış bir dönem romanıdır.
Tarihi roman diye orda yazılan her şeyin kesin olduğu düşüncesi yanlıştır. Örneğin eserde Abbasi döneminde ilk filozoflardan kabul edilen El-Kındi Hristiyan bir insan olarak anlatılıyor. Gerçekte ise El-Kındı ataları zamanından Hristiyanlığı bırakıp Müslüman olmuş elit bir aileye mensup cesur bir “Feylesof” olur kendisi ...
Eser, tarihte ismi çok fazla bilinmeyen ateşi kutsal sayan "Hürmüz çocuklarının" hikayesini güzel aktarmış. Babek ve ona inananların “Bezz dağında” sayısız defa kuşatmaları nasıl boşa çıkardıkları başarılı şekilde aktarılmış.
Dönemin “Don Kişot”u Bâbek Hurremi ve ona inananların nasıl yok edildiklerini bilmek ve dönemin Bağdat, Azerbaycan, Horasan yurduma seyahat etmek için okumanızı önerebilirim.
Selam olsun tarihin tanığı, sanığı olan her devrin SPARTAKÜS’lerine, Don Kişotlarına...
(Dipnot: Bu kitaba ait ilk inceleyi yapıyor olmakta bize kısmet oldu bu vesileyle )