" Biz Müslümanlar kendi işimizi bırakıp Allah'ın işine karışıyoruz. Ahirette kimin hali ne olacak o bizim işimiz değil, Allah'ın işidir. Allah' ın işine karışmayalım."
Cenaze konulu bir fuarda Hristiyan birisiyle aramda geçen konuşma geldi aklıma:
‘Benim size sadece tek bir sorum var!’ dedi. Sonra sesini biraz daha yükselterek, ‘Ben bir Hristiyanım ve sizin dininize göre ben, öldükten sonra Cennete mi gideceğim Cehenneme mi?’ diye sordu. Bu sorunun üzerine etraftaki bazı konuşmalar kesildi ve insanlar bize doğru yöneldiler. Bu sorunun cevabını merak eden tek bir kişi değildi anlaşılan. Vereceğim cevap merakla bekleniyordu, farkındaydım. Hemen cevap vermedim. Tebessüm ederek bakışlarımı beni dinleyen insanların üzerinde gezdirdim. ‘Bu soruyu bana mı soruyorsunuz?’ demem üzerine ‘Evet, size soruyorum. Siz müslüman değil misiniz?’ cevabını aldım. ‘Evet, müslümanım ve bir müslüman olarak öldükten sonra kendi akıbetimin ne olacağını bilmezken size bu sorunuzun cevabını nasıl verebilirim? Ayrıca Cennetin de Cehennemin de sahibi insanlar veya müslümanlar değil, Allah’tır. O ki bağışlayıcıdır, merhameti en büyük olandır. Dilediğine Cenneti verir, dilediğine Cehennemi... Hüküm vermek O’na mahsustur.’ cevabını vermiş, insanların akıbetleriyle ilgili konuşmaktan Allah'a sığınmıştım. (Ufacık tefecik dipnot: Başımdan geçen olayı sosyal medya hesabım üzerinden arkadaşlarımla paylaştığım için yazdıklarımı oradan kopyaladım, meraklısının bilgisine!)