Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Üçüncü Eleştiride Kant, duyarlık ile imgelem arasındaki neredeyse tüm sınırları kaldırdığı zaman, duyuların ne ölçüde “üretken” yaratıcı olduklarını fark etti -yani, özgürlük imgelerinin üretimine katkıda bulundukları ölçüde. İmgelem kendisine kendi özgürlük alanını yarattığı deneyimsel malzemeyi sağlayan duyulara bağlıdır ve imgelem bu özgürlük alanını duyuların verisi olan ve duyular tarafından biçimlendirilen nesneler ve ilişkileri dönüştürerek yaratır. İmgelemin özgürlüğü böylelikle duyarlık tarafından, sadece duyarlığın saf biçimleri tarafından değil, aynı zamanda, aşılması gereken nesne-dünya olarak aşkınlık içerisinde belirleyici etken olmaya devam eden ampirik içeriği tarafından da sınırlanır. İmgelem gerçekliğin hangi güzel ya da yüce, hoş ya da korkunç biçimlerini tasarlayabilirse ta- sarlasın, bu biçimlerin tümü duyusal deneyimden “elde edilmiş”tir. Bununla birlikte, imgelemin özgürlüğü sadece duyarlık tarafından değil, organik yapının diğer ucunda bulunan, insanın ussal yetisi, aklı tarafından da sınırlandırılmıştır. Yeni bir dünyanın, yeni yaşam tarzlarının en cesur imgeleri hâlâ nesilden nesile aktarılan kavramlar tarafından ve düşüncenin gelişimi sırasında ayrıntılandırılan bir mantık tarafından yönlendirilmektedir. İki tarafta da, duyarlık tarafında ve akıl tarafında, tarih imgelemin tasarılarının içerisine girer, çünkü duyarlığın dünyası tarihsel bir dünyadır ve akıl bu tarihsel dünyanın yorumu ve kavramsal olarak egemenlik altına alınmasıdır.
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.