Gönderi

.....Animizm.....
. “Götür, su! Aktıkça, bugünlerin kirlerini, pisliğini götür. Beni de kendin gibi tertemiz yap!” Nedenini bilmeden gülüyor, suyla böyle konuşuyordum. (
İlk Öğretmenim
İlk Öğretmenim
,,,, Sf.62) Beni yaşama, dünyaya, yeni umutlara, kendime güvene kavuşturan o yol, o gün şad olsun! Beni sevindiren o güneşe, o toprağa sonsuz teşekkürler!... (
İlk Öğretmenim
İlk Öğretmenim
,,,, Sf.62) Ey kavaklar, kavaklar! Boz kabuklu körpecik birer fidan olduğunuz günlerden bu yana kaç yıl geçti?Sizi dikip geliştiren insanın bütün diledikleri, söyledikleri gerçekleşti. Neden böyle üzgün üzgün hışırdıyor, tasayla sallanıyorsunuz. Kış yaklaştığı, karayel yapraklarınızı dökeceği için mi üzgünsünüz? Yoksa halkımızın acısı size de mi geçti? (
İlk Öğretmenim
İlk Öğretmenim
,,,,,, Sf. 66-67) Ağaçlar ve insanlar eskiden çok iyi arkadaştılar. ( Komşum Totoro filmi 1988: 00:40dk. ) Ağaçlar yol açıyoooorr! ( Komşum Totoro filmi 1988: 01:27dk.) .
·
13 görüntüleme
Going Solo okurunun profil resmi
Animizm ilginç ve de heyecan verici bir konu benim için. Hem İlk Öğretmenim kitabında hem de Komşum Totoro adlı animasyonda doğaya ait insan olmayan unsurların özellikle üzgün üzgün üzgün olduğumuz, yüreğimizin inceleştiği zamanlarda canlılık ve ruh kazandığını görüyoruz. Ben bunu şu şekilde yorumluyorum: En üzgün anlarımızda kötücül olan insansı düşünce ve kalıplarımızdan olabildiğince uzaklaşırız ve bu bizi doğa ile hizalar... O zaman konuşma/iletişim başlar doğa ile aramızda ve doğanın insan olmayan unsurları hayatımızdaki destek eksiğini tamamlar... Tabii bunu şu şekilde yorumlamak da mümkün: Üzgün anlarımızda zihnimizin, hayal gücümüzün kendini koruma güdüsüyle bize oynadığı gerçekliği olmayan bir oyundur bu; halüsinasyondur Vs vs 🤔 Belki ikisinin de doğru olduğu anlar vardır. Belki sadece birisi doğrudur. Bu kişisel bir tecrübe olduğuna göre buna en başta o kişi karar verir. Zaten hem kitapta hem filmde bu olay daha çok tekli yaşanıyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.