Nasıl başlasam bilemiyorum. Savaş döneminde yaşanamamış bir aşkın mı, zor durumda kalmış bir annenin mi, yoksa evlatlarını bir hiç uğruna kaybedenlerin mi romanı? Bunlar ve daha birçok açıdan incelenebilecek bir romandı Clarissa. Kitapla alakalı en enteresan nokta kitabın Zweig’ın umutsuzluğa kapılıp hayatını sonlandırmadan önce yazdığı taslaktan esinlenilerek bitirilmesi. Eser tam olarak Zweig’ı yansıtmıyorsa, ki sonun hiç de Zweig’dan beklenildiği gibi olmayışından anlaşılıyor, sebebi kendisinin sadece ilk kısmının taslağını oluşturmasındandır. Kitabı yayımcısı tamamlayarak basmış. Gelelim kitabın detaylı incelemesine. Clarissa savaştan önce de kendi içinde savaş veren bir kadın. Manastırda öğrenim görmek zorunda kalıyor. Küçük yaşta annesini kaybediyor. Babası sürekli gezen bir askeri istatikçi. Durum böyle olunca manastırın 4 duvarı arasında babasının geleceği günün özlemiyle geçiriyor günlerini. Abisi de askeri okula gidip babasına layık bir evlat oluyor. Gelgelelim bu genç kız büyüyor ve çalışmaya başlıyor. Aşık olacağı adamla küçük bir köydeki konferansta tanışıyor. Adam düşünce yapısı olarak o kadar insancıl ki. Milliyetçiliktense tüm dünyaca birlik beraberlerlik içinde yaşamayı savunuyor. İş bu ya güzel bir aşk yaşanacakken ‘savaş’ patlıyor ve adam Clarissa’nın babası-abisi ile karşı cephede savaşmak zorunda kalıyor. Beni etkileyen kısım ilk kısımdı. Sonrasında kitabın biraz Zweig’dan uzaklaşmış olmasıyla durgun geçiyor. Sonu çok sönük. Ama yine de okurken zevk alarak okudum.

ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713,9bin okunma

·

34 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Feyza