Gönderi

208 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Öncelikle bu kitabı sakin bir kafayla ve sindirerek okumanızı öneririm. Eğer hızlıca okursanız -bilinç akışı tekniği ile yazıldığı için- okurken zorlanma ihtimali var. Her karakterin iç düşüncesini okuyacaksınız. Geçmiş ve şimdi iç içe yazılmış. Londra sokaklarında dolaşırken anıların esintisine doğru sürüklenen karakterler... Hayat da böyle değil midir bazen ? Şimdide olsak da yaşanılan bir olay, yapılan bir konuşma ya da bir kişiyi görmek bizi geçmişin rüzgarına sürükler. İşte bu kitapta da bunu hisseceksiniz. Karakterin iç düşünceleri arasında bir anda geçiş olacağını bilerek kitaba başlamalısınız. Aynı zamanda bir karakterin düşüncesini okurken bir anda başka bir karakterin düşüncesine tanık olacaksınız. Bunu yaparak aslında hayatın içindeki bütün karakterin var olduğunu kanıtlamak istemiş Virginia Woolf. "Sen onları bir anda görsen de onlar var ve yaşıyorlar." Fakat yaşam... İşte düşünülmesi gereken ince çizgi. Kitabı okurken "zaman" ve "ölüm" kavramlarını irdelerken herkes için farklı olduğunu sunuyor okuyucularına. Tadı damağımda kalan nefis bir edebiyat şöleniydi benim için. Kitabı okurken sanki Virginia Woolf'un kafasının içinden geçenlere şahit oldum. "Yazmazsam, unutabilirim. Bu cümleyi ya yazacağım ya da unutup gideceğim. Ben yazdım. Sen beni hissederek oku." diyordu sanki bana. Kitap, Mrs Dalloway'in evinde parti vereceği günü anlatıyor. Çiçek almaya gitmesi ile başlıyoruz yolculuğumuza. Mrs. Dalloway geçmişin onu çağıracağından habersiz hazırlıklarını yaparken ilk aşkı Peter Walsh Hindistan'dan Londra'ya gelir. Beklenilmeyen bir misafir. Yanında geçmişin anılarına da getirecektir. Kadın-erkek ve kadın-kadın arasındaki ilişkilerin dile getirildiği bu kitapta aslında hiçbir ilişkinin aynı olmadığını, duyguların ve hislerin herkes için farklı olduğunu fark edeceksiniz. "Çünkü söylemeye değer tek şeyin insanın hissettikleri olduğunu hissediyordu." Kitapta başka karakterlerin olduğunu da söylemiştim. Onlardan biri; Septimus Smith. Birinci Dünya Savaşı'nda asker olarak görev yapmış olan Septimus yıllar geçse de savaşın etkisi onun üzerinde hala devam eder. İlk başta kabullenmeme daha sonra da kendini bir anda gösteren psikolojik durumunu da okuyoruz bu kitapta. Savaşın insan üzerindeki etkisini çok iyi anlatmış yazar. "Bir keresinde odayı temizleyen kızı bu yazılardan birini kahkahalarla okurken bulmuşlardı. Korkunç bir talihsizlikti. Çünkü Septimus insanların acımasızlığına, birbirlerini böyle perişan etmelerine ağlamıştı. Düşene, demişti, bir tekme de insanlar vuruyor. “ Delilik ve mantık arasındaki o ince çizgide dolaşırken hayatın ne olduğunu, zamanın ve anıların insanlar üzerindeki farklı etkisini okuyacaksınız bu kitapta. Eğer bilinç akışı türünde yazılmış kitaplardan hoşlanıyorsanız mutlaka bu kitaba bakmalısınız.
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 20184,610 okunma
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.