Gönderi

Bize göre itikad, kalbin ilave bir sıfatıdır. Bir şey önce bilinir ardından onun hakkında itikad hâsıl olur. Yani insan kalbini gördüğü şeye bağlar (akd). Eşya zıddıyla belirgin hale gelmekte olup ilmin zıddı cehi olduğu gibi bağlamanın zıddı da çözmedir. Bağlama herşeye izâfe edilebilir. Mesela “ipi bağladı ve ip bağlandı” denir ve bunun zıddını ifade etmek için de “ipi çözdüm ve ip çözüldü” dersin. Akd, azim ve kasd kalbin sıfatları olup aralarında derece farkı bulunmaktadır. Bütün bunlar ilimden sonra ortaya çıkarlar yani kişi gördüğü birşeye itikad eder, kasteder ve ona azmeder. Buna göre İblis Allah Teâlâ'yı biliyordu ancak ona itikad etmiyordu. Yani mü'min ve musaddık olmadığı gibi ilmiyle âmil de değildi. Zira itikadın kalble olan ilişkisi tâatin bedenle olan ilişkisine benzer. Namazın vücübiyetini bilen bir kişi bu bilgisi ile amel ettiği takdirde kalbini bildiği şey hususunda tasdik etmiş olur. Amelden geri durduğu takdirde ise fiili ile kalbini tekzib etmiş olur. Bu seviyedeki ilmin özel ismi yakindir ve yakin özel anlamdaki şekkin zıddıdır. Şek de cehlin bir türüdür.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.