Gönderi

Kendi Hakikatinden Emin Olma Tehlikesi
Her fırsatta muhaliflerinin bakış açılarının yanlışlığından ve isabetsizliğinden dem vuran “mutlakçılar', kendi bakış açılarının mutlak doğru olduğundan nasıl “emin” olabiliyorlar? Bu “eminlik” için dayandıkları açı ne? Kendi hakikatinden “emin” olmak, hakikati zorunlu olarak tek(tip)leştirir ve bu tek(tip)leştirme ise yine zorunlu olarak fekebbür ve temellük marazını doğurur. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki tekebbür ve temellük marazı hakikati hem incitir hem görünmezleştirir. Tereddüt geçirmemiş bir düşünce, düşünce değil inançtır artık. Tereddüt, irkilme, ikilem, yalpalama düşünen insanın vasıfları, inanan insanın değil. İnancından “emin” olmak, insanın en tabii hakkı (çünkü inanç emin, yani mutmain bir duygu ister muhatabından) fakat düşüncesinden “emin' olmak, öyle mi? Ne gariptir, bir dünya görüşüne bağlanıp kendi hakikatinden 'emin' olanlar genellikle mutlu iken; diğerleri mutsuzdur.
Sayfa 47
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.