Bu kitap ilk olarak çıktığında çoğu eleştirmen tarafından çocuk kitabı olarak görülmüş ve ciddiye alınmamıştır. Kitabı okurken eleştirmenlerin çok da haksız olmadığını görüyorsunuz. Kitapta roman havasını bulamamıştım ben. Kitap Gandalf'ın Hobbitköy'e gelip cücelere bir hırsız arama çalışmalarıyla başlıyor. Bilbo ile Gandalf arasındaki konuşmalara bayılmıştım. Gandalf hırsız olarak Bilbo'dan habersiz olarak Bilbo'yu seçer ve soyunun anne tarafı maceracı Took'lara, baba tarafı aklı başında, durgun Baggins'lere dayanan Bilbo Baggins gece gece evinde 13 adet cüceyi şaşkın bakışlarla ağırlar. Hobbit kibarlığından ve efendiliğinden bir şey kaybetmek istemez ama cücelerin evinde ne işi vardır? Sonunda Gandalf'ın da anlatmasıyla cücelerin niyetini anlayan Bilbo ilk başta teklifi kabul etmese de sonra cücelerin peşinden giderek, hayatlarını keyif ve sakinlik içinde geçiren hobbitlerin hiç yapmadığı bir şey yaparak bir maceraya atılır. Hem de ne macera. Bu macerada orta Anadolu şivesiyle konuşan troller, elf silahları, bizzat elfler, goblinler, Beorn, vahşi warglar, ejderha Smaug'un altında yatan hazineden başka hiçbir şeyi umursamayan ve vatanları Erebor'u almak için canlarını feda edebilecek olan cüceler ve insanlar vardır. Kitapta yüzüğün bulunuşu ve Sauron'un Necromancer'ının Kuyutorman'dan atılması da anlatılarak ileride oluşacak dev fantastik dünyanın kapıları aralanmıştır. Keyifli okumalar...