Gönderi

Tesbit
Bütün yönleriyle Kur'an'ın, birçok bakımdan da hadislerin güvenilir bir şekilde elde olması ve ilke olarak bu iki kaynağın (Kitap, Sünnet) üstünde hiçbir kurum, kişi ve otoritenin kabul edilmemesi -Hıristiyan ve Yahudilerin aksine- Müslümanlara, hemen her zaman veya ihtiyaç duyduklarında geriye dönerek kaynaklara bakabilme, Hz. Peygamber'in hayatına ve O'nun devrine (asr-ı saadet: saadet devri) yönelebilme fırsatı tanımıştır.
Sayfa 18
··
16 views
Fâtih okurunun profil resmi
İsmail Kara'nın da belirttiği gibi İslâm'da tecdid (ki bununla alakalı hadis-i şerif vardır) içten, özden olmak mecburiyetindedir. İmam Gazâli, İmam-ı Rabbâni gibi velûd âlimler bu ilkeyi özümsediklerinden mütevellit tecdid girişimleri başarıyla sonuçlandı. Ama taa Mutezile'den tutalım, son asırdaki Çağdaş / modernist akımlara kadar bir göz atalım bu hareketlerde merkezde olan şeyin daima "dışarısı" olduğu gözümüze çarpacaktır. Batı'ya bakarak bir tecdid hareketine girişmek tecdid değil reforma dönüşür ki İslâmiyette reforma yer yoktur. Kara sunuş kısmının girişinde bu meseleyi fevkalade özetlemiş ki şu an benim de zihnimde oturdu, çok güzel, Allah razı olsun.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.