Keşke Sabahattin Ali bugünleri görebilseydi... Başlarda üç cilt olarak planlanan eser Sabahattin Ali'nin ölümüyle tek ciltte, yüreğimizde yarım kalmıştır. Kuyucaklı Yusuf Anadolu insanını, yoksulluğu, çaresizliği, adaletsizliği tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesi bakımından köy edebiyatına yönelişte bir başyapıttır ama bunun ötesinde "Yerini bulamamanın vicdan azabını çeken Yusuf"un romanıdır bu roman. (Berna Moran) J. J. Rousseau'nun "soylu vahşi" kavramı üzerine yazılmıştır. Yusuf toplumda kendine göre bir yer aramaya çalışır. Ama hiçbir zaman bulamaz. İçindeki boşluğu dolduramaz. Yaşadığı toplumun yabancısıdır. O, bir "doğa insanı"dır. Bu yüzden içinde yaşadığı topluma uyum sağlayamaz.
Roman her şeyini kaybetmiş kahramanla başlar ve yine her şeyini kaybetmiş kahramanla biter.
İyi ki tanıdım seni Kuyucaklı Yusuf...