Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

416 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Karanlık bir mizahı olan, biraz millenial biraz queer, çoğunluğu depresif onca duygu içeren bir diziydi The Magicians. Alışmak zaman aldıysa da çok ama çok sevmiştim. Kitapların dizi kadar iyi olmadığı söyleniyordu ve aldığı puanlar bunu kanıtlar nitelikteydi. O yüzden kitaba başlarken tereddütlüydüm ama korktuğum gibi olmadı. İlk kitabı da en az dizi kadar sevdim. Belki tam olarak tarafsız değilim, diziden önce okusaydım aynı düşünür müydüm bilmiyorum. Kitap, büyüyü gerçekçi işliyor. Dizide de olan büyünün hiçbir şeye, özellikle insanın içindeki boşluğa çare olamaması kitabın temeli diyebilirim. Karakterler de kolay sevilebilen tipler değil. Her şeyi bilen, çok becerikli, çok güzel, seçilmiş kişiler değiller. Normaller. Hem kötüler hem iyiler. Bu gerçekçiliği arttırdığı gibi bazıları için sıkıcı olacağını söylemek yanlış olmaz. Özellikle sadece genç yetişkin kitapları okumuşsanız kitabın ağır ilerlemesi sizi çileden çıkarabilir. Daha çok klasik okuduysanız buna daha kolay katlanabileceğinizi düşünüyorum. Genç yetişkin demişken, Büyücüler'i Harry Potter'a benzetme yanılgısına düşenler var. Kitabın satması için 'büyükler için Harry Potter' olarak sunulmasını anlayabiliyorum. Kısmi benzerlikler de yok değil. Mesela büyüden haberi olmayan bir insan büyü gücü olduğunu öğreniyor ve büyücülük eğitimi veren bir okulla karşılaşıyor. Ancak HP'de yüzlerce öğrenci bir sürü değişik okula gidebilirken Büyücüler'de okula her sene sadece 20 kişi alınıyor. Büyüler de ileri seviye fen ve matematik gibi zorlu. Harry'de çok kolay ezberlenebilen, her potterheadin bildiği büyülü sözcükler var, Quidditch, sporu hiç sevmeyenler tarafından bile sevilir ve herkes aşağı yukarı nasıl oynandığını bilir. Büyücüler'de kitaptan öğrenebileceğiniz bir sihirli kelime yok, karmaşık el ve parmak hareketleriyle yapılan büyüler var. Böyle olunca kendinizi bir Brakebills öğrencisi gibi hissedemiyorsunuz. (Brakebills, Büyücüler'deki üniversite). Ama kafanızdan uydurduğunuz şeyler yapabiliyorsunuz, bu açıdan belki hp kadar ikonik değil ama daha özgür. Yani Brakebills üyesi olmayı tercihinize bırakmış gibi. Büyücüler'de daha çok satrancı çağrıştıran Welters adında bir oyun var, bu oyunun da tam olarak nasıl oynandığını anlamıyorsunuz. İşte bu nedenlerle kendi jargonunu oluşturması zor oluyor. Hp her kitapta bir seneyi işlerken Büyücüler'de işin can alıcı kısımları okul sonrasında gerçekleşiyor. Büyücüler, Narnia ve Alice Harikalar Diyarında'ya daha çok göz kırpıyor gibi. Bütün bu büyülü dünyaları alıp çocukluktan sıyırıp büyü gerçekten yetişkinler dünyasında var olsaydı yüzünün nasıl değişeceğini gözler önüne seriyor adeta. Yetişkinler için olması sebebiyle cinsellik, argo ve şiddet açıkça dile getiriliyor. Bir yandan anlatımda cinsiyetçi bir hava gezerken diğer yandan güçlü kadın karakterler hikayeyi sırtına alıyor. Bir eşcinsel erkeğin de ilk ölen veya komedi unsuru olmadığı bir şey okumak/izlemek de güzel. Kitabın sadece bir ana karakteri yok gibi, çekirdek kadrodaki herkes ağırlığını hissettiriyor. Bunu da sevdim. Canı sıkılan, depresyona giren ve mutsuz insanların iyi dersler çıkaracağını düşünüyorum. Bence aldığı puanın fazlasını hak ediyor. Sanırım ilk defa ne kitabı ne diziyi diğerinden daha çok seviyorum. İkisi de aynı benim için. Büyülü çocuk kitaplarını okumak için geç kaldıysanız, buna şans vermelisiniz.
Büyücüler
BüyücülerLev Grossman · Pegasus Yayınları · 2013134 okunma
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.