Bir idam mahkumunun son anlarına ilişkin duygularını, psikolojisini günlük şeklinde kısa ve öz, oldukça çarpıcı anlatmış. Sanki o anları yaşıyor, o duvarların arasında gel gitler yaşıyorsunuz. Bazen öyle suçlar işleniyor ki hepimize idam cezası bile hafif geliyor . Bu kitabı okuyunca aslında ölümü beklemenin, ölümün kendisinden daha büyük bir acı olduğu hissine kapıldım. Yine de suç ne olursa olsun idam cezasına karşıyım. Can almak insana bahşedilen bir hak değil. Özgürlüğü kısıtlamak, ömür boyu duvarlar arasında yalnız bırakılmak belki de ölümden beter bir histir. Kitaptan öğrendiğim bir diğer konu da insanı ayakta tutanın umutları olduğu, umut ettiği sürece var olduğu oldu. Ölüm sehpasında bile mahkumun yüreğinde hep bir umut kırıntısı vardı. Giyotinin ve ölümün soğukluğunu ensenizde hissedeceksiniz.