#okudumbitti #ikişehrinhikayesi #charlesdickens Şimdiye kadar Fransız Devrimi'ni çok duymuş olsam da Paris sokaklarındaki vahşetin ne denli korkutucu olduğunu bilmiyordum. Bütün bu vahşetin arkasında sınıfsal farklılıklardan dolayı ortaya çıkan ÖFKE ve İNTİKAM duygusu var. İnsanların öfkesini anlayabiliyorum. Çünkü hiç değer görmemişler. Yüksek soylu tabaka, fakir kesimin insan olduğunu unutmuş, sürekli aşağılayıcı tavırlar sergilemişler. Okurken çok şaşırdığım kısımlar vardı. Çünkü saraylardaki şımarık soylular ve açlıktan ölen insanlar aynı şehirde yaşıyorlardı. Bir lord çikolatasını yemek için dört yardımcıya ihtiyaç duyarken, diğer yandan yere dökülen çamurlu şarapları yudumlayan aç insanlar vardı. Bu insanlar öfkelerinde haklıydı. Monarşiyi yıkmak doğru olandı bence. Ama bir soylunun davranışından dolayı bütün neslini yok etmek ne kadar doğruydu? Lüks yaşamın bedelini hayatlarıyla ödeyen soyluların hiçbir günahı olmayan torunları da nasibini alıyorlardı. Bu şehirde sokaklar kan gölüne dönüyor, nehirler cesetlerle doluyor. Sokaklarda dolaşan bir cümle var "Özgürlük, Eşitlik Kardeşlik, ya da Ölüm." Ama en çok ölüm var sokaklarda. İntikam duygusuyla gözü dönmüş insanlar ölümü çağrıştıran danslar ediyor. Şimdiye kadar hiçbir dans bu kadar ürkünç olmamıştı. Tabi bütün bunların yanında birbirine sevgi ve sadakatle bağlı insanlar da vardı. Masum duygularla, birbirlerine şefkatle davranmaları çok etkiledi beni. Kitap akıcı bir kitap değil, ama çok çarpıcı etkisi var. Ben iyi ki okudum diyorum. Çünkü günümüzde romantik bir şehir olarak adlandırdığımız Paris'te, ne kanlar döküldüğüne bu kitap ile tanık oldum. Bana kalsa daha çoook şey yazardım da sizleri sıkmak istemiyorum. Yorumumu okuduğunuz için teşekkür ederim

İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,5bin okunma

·

10 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.