Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

212 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hadi bakalım bir kitabın daha sonuna geldik şükür modundayım. Akıcı bir dili olan ben her ne kadar zamansızlıktan dolayı birkaç günde bitirsem de kolaylıkla bir günde bitebilecek bir kitap. Kitabı yermek istemiyorum ama övmek de benim açımdan ne kadar doğru ne kadar yanlış olur. Nasıl ifade ederim kendimi pek emin değilim. Romanlar zaten genellikle yazıldıkları dönemin izlerini yoğun bir şekilde taşır bu Türk edebiyatında da Rus edeyatında da kaçınılmaz bir durum. Ben sırf yazarın dili sebebiyle ve ilgi alanım olan Çarl II Alexandre döneminde yazılmış eserde döneme ait göndermelere rastlayacağım gerçeğini göz önüne alarak okudum. Yoksa Litvinov' un Irina'ya aşkının yahut her ne kadar başlarda sevmese de sonlarda Tatyana'nın masumluğu gibi durumlarla yaşadığı aşk ilişkisi pek ilgimi çekmedi açıkçası. Daha doğrusu çekemedi güçlü bir kurgu yok, ulaşılamaz, aşılamaz bir aşk hikayesi değildi. Ama. Ivan sergeyeviç'in daha doğrusu onun ve bizdeki batı meraklıları gibi yazarların Alman hayranlığı mı desem o dönemlerde Almanlardaki gelişme sebebiyle ve güçlü eğitim sistemlerinin keşfedilme arzusu mu desem bu kitapta yoğun bir şekilde görebilirsiniz. Zaten benim okuma amacım da bu merakımı giderme isteğiydi. Hızlı makineleşmeyi, buhar gücünün insan yaşamını baştan sona değiştiren müdahalelerine ince çizgilerle az da olsa değinmiş. Ama bu tarz konuların bir iki sayfası bile ağır eleştiriler yapan yazarın kalemi için ve kitabın bir roman oluşu göze alınarak oldukça doyurucu. Sanatın her türlüsünü, müziği, resimi bile ince ama belirgin nüktelerle ele almış. Aydınları ve aristokrat sınıfı dahi acımasızca eleştirmiş. Oysa kendisinin de Slovofiller tarafından ağır eleştirilere hatta ne eleştirisi Slovofillerce yok edilebileceğinin farkında. Bu da o dönem için bu gibi Rus aydınlar açısından kaçınılmaz. Zaten bu tarz durumlar aynı dönemlerde bize denk gelen yönüyle bizim toplumumuzda da bağdaşıyor. Yine de kendi çapında kendi emeğiyle gelişme kateden yoksul Kulibin için üzüldüm. Bu kadar ağır bir eleştiri ile bir kitapta yer almak bir mucit için hüsran olmalı. Ve sonrasında kitap hakkında edindiğim bilgilerde de zaten yazarın sivri diline hatta Dostoyevski'nin Babalar ve Oğullar adlı kitabına yaptığı ağır eleştiri sonucu Rusya'yı gözünden silmiş ama tabi bu durum 5 sene kadar 1867'ya kadar sürmüş. Kitabı sırf Sergeyeviç'in hicivlerini racon kesişini benim lügatımda sokak edebiyatı üslubunu yakalayabilmek için yordam yayınlarından okudum. Kitabı daha iyi çözümleyebilmek adına da iş bankası yayınlarını okudum. Bu uzun süredir yapmadığım bir durumdu. Bir kitabı aynı anda iki yayından götürmeyi anca çok ilgimi çeken kitaplar için yaparım. Babalar ve Oğullar kitabını daha güzel daha verimli olduğu gerekçesiyle Duman'dan sonraya bırakmıştım. Ivan Sergeyeviç'in kalemine bu konuda güveniyorum umarım yanılmam. Sivri dilli yazarın bu kitabında da sosyal konulara değinmiş olması en büyük temennim.
Duman
DumanIvan Turgenyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20121,063 okunma
·
223 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.